Fakat çocuk ölmeyince O küçük çocuk hayatı için mücadele edince onu çantaya tıktı ve nehire attı. | Open Subtitles | لكن حينها لم يمت الطفل ذلك الفتى الصغير كان يكافح من أجل حياته لذا قام بوضعه في الحقيبة و رمى به في النهر! |
Fakat çocuk ölmeyince O küçük çocuk hayatı için mücadele edince onu çantaya tıktı ve nehire attı. | Open Subtitles | لكن حينها لم يمت الطفل ذلك الفتى الصغير كان يكافح من أجل حياته لذا قام بوضعه في الحقيبة و رمى به في النهر! |
Ben o küçük çocuktum. O küçük çocuk bendim. | Open Subtitles | كنتُ أنا هذا الفتى الصغير، هذا الفتى الصغير كان أنا |
Nasıl olacağını bilmiyorum ama önümüzdeki altı ay içinde O küçük çocuk hayatıma girecek ve ben onun annesi olacağım. | Open Subtitles | لا أعرف السبب، لكن في ستّة شهور قادمة، هذا الفتى الصغير سيقتحم حياتي، وسأكون أمه. |
Ani, benim için hep Tatoonie'deki O küçük çocuk olacaksın. | Open Subtitles | آني ستظل دائماً ذلك الولد الصغير الذي عرفته على تاتوين |
Peşimden beni bulmak için gelmenden hoşlanan O küçük çocuk değilim artık. | Open Subtitles | أنا لستُ ذلك الطفل الصغير الذي كان يحب مجيئك للعثور عليّ |
O küçük çocuk ölecek. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير سوف يموت |
O küçük çocuk tarafından. | Open Subtitles | من قبل ذلك الفتى الصغير |
...O küçük çocuk hayatıma girecek ve ben onun annesi olacağım. | Open Subtitles | هذا الفتى الصغير سيقتحم حياتي، وسأكون أمه. |
O küçük çocuk bir mucize, inancının işareti. | Open Subtitles | هذا الفتى الصغير معجزة علامةٌ لإيمانه |
Varlığından bile haberdar olmadığını söylediğin Walter, altı yaşındayken çocukluğu elinden alınmış O küçük çocuk. | Open Subtitles | والتر الثاني الذي لم تعرف بوجوده الصبي الصغير الذي سُلِبت منه طفولته عندما كان في السادسة من عمره |
Aslında, ispatlarından biri kocamın omuzlarındaki O küçük çocuk yeni liseden mezun oldu | TED | في الواقع، الدليل على هذا أن الولد الصغير على كتفيّ زوجي للتو تخرج من الثانوية هذا العام. |
Yukarıdaki O küçük çocuk ölüyor. | Open Subtitles | ذلك الطفل الصغير بالأعلى يحتضر |