Ve ses o kadar güçlü ki benim ve sanat eserimin gücünü azaltabilir ya da beni güçlendirebilirdi. | TED | كما أن الصوت يمتلك قوة كبيرة لدرجة أنه يمكنه أن يجرد عملي من القوة، أو يمكنه أن يمنحي إياها. |
İhtiyaç duyulma ihtiyacın o kadar güçlü ki insanlar ne isterlerse, neye ihtiyaçları varsa neye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlarsa veriyorsun. | Open Subtitles | حاجتك لأن يحتاجك الناس كبيرة لدرجة أن تعطي الناس ما يريدون ما يظنون أنهم يحتاجون |
İhtiyaç duyulma ihtiyacın o kadar güçlü ki insanlar ne isterlerse, neye ihtiyaçları varsa neye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlarsa veriyorsun. | Open Subtitles | حاجتك لأن يحتاجك الناس كبيرة لدرجة أن تعطي الناس ما يريدون |
Tek söyleyebileceğim, bu ilaç o kadar güçlü ki bunu Komünistlere veriyorlar. | Open Subtitles | كل ما أستطيع أن أقوله لكم انها قوية جدا لدرجة أنهم يعطونها للشيوعيين |
Bu kâğıt o kadar güçlü ki, Ronnie'nin dünyasını yakıp küle dönüştürebilir. | Open Subtitles | هذه الورقة قوية جدا لدرجة أن بوسعها أن تحرق عالم روني ليتحول إلى رماد! |
o kadar güçlü ki orada yasaklandı. | Open Subtitles | قوي جداً لدرجة أنه تم منعه هناك |
o kadar güçlü ki orada yasaklandı. | Open Subtitles | قوي جداً لدرجة أنه تم منعه هناك |