Oh, doğru, o masayı mutfağın arkasına taşıdılar çünkü orada sürpriz bir çikolata çeşmesi hazırlıyorlar. | Open Subtitles | نعم ، هذا صحيح . لقد نقلوا تلك الطاولة باتجاه المطبخ لأنهم كانو يعدون مفاجأة نافورة الشوكولاته |
Kartlar yerinde kalırsa o masayı ancak oldukça dost canlısı bir sahne görevlisinin ruhu kaldırıyor demektir. | Open Subtitles | وإذا بقيت البطاقتان في موضعهما، فسيكون فقط بإمكان الروح الخاصة بمساعد مسرحي ودود للغاية.. أن تحرك تلك الطاولة! |
o masayı senin için temizledim ve üzerine not kâğıtları dizdim. | Open Subtitles | لقد قمتُ بتنظيف هذه الطاولة لكِ و وضعت فيها رفوفاً للتخزين |
Bana o masayı vereceksin yoksa tanrı bana yardım etsin. | Open Subtitles | ستعطيني هذه الطاولة لذا ساعدني بحق الربّ! |
o masayı bizim için boş bırak. | Open Subtitles | واصل الخدمة على هذه المائدة من أجلنا |
Ben gerçekten o masayı ayırtmıştım. | Open Subtitles | لقد قمتُ بحجز تلك المائدة. |
Size sadık oldum. o masayı size ben verdim. | Open Subtitles | لقد كنت مخلصة حصلت لك على تلك الطاولة |
Artı, üst tarafların korkunç kuvvetli ve muhtemelen o masayı yerinden söküp, beni onunla döverdin. | Open Subtitles | كما أنّك تتمتّعين بقوّةٍ كبيرةٍ في جزئكِ الأعلى، و ربّما كان بمقدوركِ انتزاع تلك الطاولة و ضربي بها. -نعم . |
O zaman bana o masayı ver. | Open Subtitles | -حسن, ناولني تلك الطاولة . |
Yok artık. Yıllardır o masayı kullanmıyordun. | Open Subtitles | لم تستخدم هذه الطاولة منذ سنوات. |
Mayer'in o masayı sana verdiğini söyledim. Bu doğru, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت لهم بأنّ (هنريك ماير) أعطاكِ هذه الطاولة ، هذه هي الحقيقة أليس كذلك؟ |
Hayır, hayır. o masayı ben istiyorum | Open Subtitles | كلا، أريد هذه المائدة |
Madison'daki şu mağazada görüp beğendiğim o masayı al. | Open Subtitles | احضري لي تلك المائدة الصغيرة التي أعجبتني من متجر (ماديسن) |