Polis de katilin O olduğunu sanıyor. Ama tabii ki, değil. | Open Subtitles | لذا فالبوليس إعتقد أنه هو الرجل الذى يخنق لكنه ليس هو بالطبع |
Kumanda Merkezi'ni dağıtanın O olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنه هو نفس الشخص الذى دمر مركز القيادة؟ |
Sesini duyduğum an O olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف انه هو منذ اللحظة التى سمعت فيها صوته |
Dinle şimdi, bu sonsuza dek sürebilir! - Bir O olduğunu söylüyor, bir o olmadığını. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يستمر إلى الأبد البعض يقول أنها هي ، والبعض يقول أنها ليست كذلك |
O olduğunu biliyorum. Karavanımdan kaçarken gördüm. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنّه هو رأيته يركض هارباً من مقطورتي |
Yani eğer O olduğunu söylersem, o kişi suçlu mu bulunacak? | Open Subtitles | إذاً لو قلت بأنه هو هل سيكون ذلك الشخص مذنب ؟ |
Yangını başlatanın O olduğunu biliyorduk ama nereden geldiğini anlamamıştık ta ki bu sabaha kadar. | Open Subtitles | كنا نعلم أنه هو السبب فى الحريق لكن مالم نعلمه هو من أين أتى حتى صباح اليوم |
Bir nokta yanıp sönerdi, ben O olduğunu bilirdim. | Open Subtitles | كنتُ أرى مقـدمة السيجارة مشتعلة، وكنتُ أعرف أنه هو. |
O olduğunu varsaymalıyız. Belki haklısın ama O olduğunu varsaymalıyız | Open Subtitles | يجب أن نعتبر أنه هو ربما تكون انت على حق, لكننا يجب ان نضع هذا فى اعتبارنا |
O olduğunu varsaymalıyız, tamam mı? Belki sen haklısın, ama dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَفترضَ أنه هو رُبَّمَا كلامك صحيح، لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نَفترضَ ذلك |
Bak, eğer O olduğunu söylüyorsa odur. Açın şu kapıyı. | Open Subtitles | اسمع ، طالما أنها قالت أنه هو ، فهذا هو ، افتحى الباب |
Gördüğün kişinin O olduğunu söylemiştin. Onu yakaladıklarını söylemiştin. | Open Subtitles | .حسناًً، لكنّك قلت أنه هو .قلت بأنّهم أمسكوا به |
O olduğunu sanıyor ama dükkanın elektriği kesik olduğu için etraf karanlıkmış. | Open Subtitles | كانت تظن انه هو فقد كان في الظلام حيث ان التيار الكهربائي كان مفصولا |
Mesajın kaynağını tekrar takip edeceğim ama O olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا سوف اعيد تعقب مصدر الرسالة البريدية و لاكني اعلم انه هو |
Aramayı sürdürüyor ve telefonu kapatıyor, O olduğunu biliyorum... ve sonra tekrar kapattı. | Open Subtitles | جوي , مستمره بالإتصال وتعليق الخط و أنا أعرف أنها هي لأنني أعرف صوتها وعلقت الخط مره أخرى |
Bu, beni çağıranın O olduğunu fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | و ذلك قبل أن أدرك أنّه هو من كان يستدعيني |
Bu yüzden silikonların çalındığını söyledi. Böylece takanın O olduğunu kanıtlanamazdı. | Open Subtitles | لهذا السبب قال بان الاعضاء الزرعية تمت سرقتها ليس هناك طريقة لإثبات بأنه هو من قام بزرعها |
Sanki O olduğunu anlamam bir kaç saniye sürmüş gibi. Merhaba. | Open Subtitles | كما لو أنّني آخد بضعة ثواني لأتحقّق من أنّها هي |
Küçük bir anormallik var, fakat tüm veriler O olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هناك شذوذ صغير جداً لكن لكُلّ النوايا والأغراض، إنه هو |
Tek güvenebileceğimin O olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بانه هو الوحيد الذي استطيع الاعتماد عليه |
İçgüdülerim bunu yapanın O olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | . حسناً، كل غرائزي تقول بأنها هي الفاعلة |
Tamam, peki. Ama O olduğunu öğrenmek zorunda değil ki. | Open Subtitles | حسنا, جيد لكن لا يجب أن تعرف أنه كان هو |
- 12 yaşındaydı onlarda patronun O olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | لقد كان 12 وهم إعتقدوا بأنه كان الرئيس. شنقوة |
Evet ama az önce iki görgü tanığı adamı döven ve hastanelik edenin O olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أولئك الشاهدين قالا بأنّه هو الوحيّد الذي ضرب الرجل ووضعه بالمستشفى. |
O olduğunu biliyordum ama ben seni istiyorum. | Open Subtitles | اعلم انه كان هو.. لكني اريدك انت.. |
Connor'u dizginleyenin O olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | كُنتُ أعتقد أنها من كانت تكبح جماح كونور، |