Biz de o paranın vatana harcanması için bazılarımızın tehdit olmasına karar verdik. | Open Subtitles | فلنحضر ذلك المال و نعود إلى الوطن، بعضنا قرروا أن يصبحوا خطراً بنفسهم. |
Bak, o paranın kalanı benim. Başım belada, insanlar beni sıkıştırıyor. | Open Subtitles | اسمع، جزء من ذلك المال كان لي لدي ديون، هناك اشخاص يعتمدون علي |
Bir iş bulmalı ve o paranın bir kısmını geri kazanmalı. | Open Subtitles | عليها أن تحصل على وظيفة و تجني ذلك المال بنفسها |
o paranın 11 gün içinde Cook İlçesi Vergi Dairesine yatırılması gerek. | Open Subtitles | هذا المال يجب ان يكون في مكتب ضرائب المقاطعة خلال 11 يوماً |
o paranın, Tanrı'nın hizmetinde kullanılmasına izin verseydin inayetinin sâna yöneldiğini hissederdin. | Open Subtitles | ، إذا تركت هذا المال يخدم غرض الرب قد يُظهر رحمته نحوك واصل الحديث، أيها الواعظ |
o paranın hepsini bir hesaba yatırdım. -Ne yaptın? | Open Subtitles | على كلٍ، قمت بوضع كل تلك الأموال في حساب التوفير |
o paranın izini Aruba'daki bir offshore hesabına kadar sürdüm. | Open Subtitles | لقد تتبعت ذلك المال حتى وصلت الى جزيره اروبا |
Hapisten çıkmadan ona, o paranın bende olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرت هذا الرجل من قبل اخرج أنني ليس عندي ذلك المال. |
Çünkü o paranın kaybolan umudumuzu canlandırması mümkün değildi. | Open Subtitles | لأن ذلك المال لن يستطيع احياء أملنــّا الذي إختفى |
Tahsil ettiğim bütün o paranın Amerikalıların yararına harcandığını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تظن انه بعد كل ذلك الوقت و كل ذلك المال الذي جمعته أيٌ منه ذهب الى مصالح الشعب الامريكي ؟ |
İkincisi; o paranın bir kuruşunu harcarsak suçlu duruma düşeriz. | Open Subtitles | ثانيا , نحن اذا انفقنا اي من ذلك المال عندها سوف نكون مجرمون 503 00: 33: 24,060 |
o paranın burada durduğu her gün onu erişilmez kılıyor. | Open Subtitles | كل يوم يقبع ذلك المال هناك . بعيداً المنال |
o paranın belli bir yüzdesiyle, tabii ki. | Open Subtitles | ولكن سأحصل على نسبة من ذلك المال بالتأكيد |
Hayır, onu dürüstçe kazandı ve aslında biz o paranın birazını geri kazanmak istiyoruz. | Open Subtitles | كلا، لقد ربح بشكل عادل و أمين و نحن بالواقع نود، نحظى بفرصة آخرى لإعادة ذلك المال من خلال إعطاءه مكان جميل هُنا. |
o paranın uyuşturucu kartelleriyle savaşta kullanılacağına inandın. | Open Subtitles | تعتقد أن كل ذلك المال المسروق، أستعمل لمحاربة عصابات المخدرات. |
Ama o paranın korunması ve aklanması gerekiyor. İşte onlar da bu işin içinde olmayı istiyorlar. | Open Subtitles | لكن كلّ ذلك المال يحتاج إلى حماية وغسيل وذلك نوع العمل الذي يُفضّلونه. |
Bana o paranın nerede olduğunu hemen söylemezsen daha çok yıldız görürsün. | Open Subtitles | سترين الكثير منها إذا لم تخبرينني أين هذا المال |
İş gerek. o paranın müşterek tasarrufa gitmesi gerek. | Open Subtitles | اننا نحتاج الي ايجاد وظائف, نحتاج الي هذا المال من اجل الشعب |
o paranın tümünü kendim için mi aldım sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد بأني حصلت على كل هذا المال من أجل نفسي؟ |
Eğer o paranın birazını bile görmek istiyorsan bu senin tek şansın. | Open Subtitles | هذا هو الخيار الوحيد أمامك إن أردت أن ترى شيئاً من هذا المال |
Karımın hayatı o paranın gitmesi gereken yere ulaşmasına bağlı. | Open Subtitles | إن حياة زوجتي تعتمد على تلك الأموال بأن تصل إلى مكانها المطلوب |
Sence Tomas Shasta da bütün o paranın negatif etkisi olacağını mı düşünüyordur? | Open Subtitles | تظنين ان توماس تشاستا يرى أن كل تلك الاموال سيكون لها أثر سلبي؟ |