| Guizhou eyaletindeki bu dikey boğaz bölgedeki doğal hayatın odak noktası. | Open Subtitles | هذه المنطقة العمودية في مقاطعة جيزو هي نقطة مركزية للحياة البرية في هذه المنطقة |
| Hızlandırıcının kollarıyla burada bir odak noktası oluşturup ve sıvı cıvayı bu noktadan geçirip cıvayı dondurup, onu zaman-mekan düzleminden ayırarak anı dondurmak. | Open Subtitles | بتوليد نقطة مركزية ...بأشعة المعجل هنا ...وتمرير الزئبق السائل ...عبر هذه النقطة تعليق الزئبق ، محاولة الإمساك به ...خارج إستمرارية وقت فضائنا |
| Kutlamaları için tapınağın büyük bir odak noktası olduğu yadsınamaz, baba. | Open Subtitles | لا يمكن انكار أن المعبد هي نقطة محورية كبيرة ,لأحتفالاتهم أبي |
| Saha araştırmasının odak noktası bu, dünyanın her yerinde oluşturduğumuz merkezler. Bunların 10 tanesi en iyi nüfus genetikçisi. | TED | هذا هو محور التركيز للبحث الميداني، إن المراكز التي أقمناها حول أنحاء العالم، 10 منهم من أفضل مراكز علم الجينات، |
| Bana göre, odak noktası insanların kendilerini oraya ait hissedeceği mekânlar yaratmak olmalı. | TED | من وجهة نظري، يجب أن يكون التركيز الرئيسي على خلق أماكن تجعل الناس يشعرون أنهم ينتمون لها. |
| Bir milimetrelik odak noktası var, size az önce gösterdiğime kıyasla oldukça büyük bir oran. | TED | لديها بؤرة تبلغ مليمتر تقربيًا... بؤرة مكتنزة نوعًا ما مقارنة بالبؤرة التي أريتكم إياها. |
| Ofansımızın odak noktası olan bir oyuncu için 7 milyon dolar. | Open Subtitles | هذا 7 ملايين دولار لاعب الذي كان النقطة المحورية في إساءتنا |
| Birazcık sevgi ve şefkatle bu tezgah mutfağın odak noktası olabilir. | Open Subtitles | قليلا من الرقة والعناية والحب يمكن لهذا أن يصبح نقطة محورية حقيقية بالنسبة لمطبخ. |
| Aslında öğrenimimin en büyük odak noktası oydu. | Open Subtitles | في الواقع... لقد كان هذا هو محور منحتي الدراسية. |
| - tüm resmin odak noktası. | Open Subtitles | هو محور الصورة بأكملها |
| Sanal yeniden inşaa projemizin asıl odak noktası olsa da bazı insanlar soruyor: Bunların 3 boyutlu olarak basabilir miyiz? | TED | على الرغم من أن إعادة البناء الافتراضي هو في الأساس التركيز الرئيسي لمشروعنا، يطرحُ بعض الناس السؤال: هل نستطيع طباعتها بشكل ثلاثي الأبعاد؟ |
| Zayıf yaratılışından dolayı, ...sınıftaki fırlamaların odak noktası olmuş. | Open Subtitles | - الإبتسامة " بالاضافة الى ترتيبها الضعيف أصبحت بؤرة الصف في الفشل |
| Geçtiğimiz yıllarda, Çin bazı önemli fosil bulgularının odak noktası olmuştur. | Open Subtitles | في السنوات الأخيرة، كانت "الصين" بؤرة بعض أروع الاكتشافات الحفرية |
| ..hikayenin odak noktası olmaya başladı. | Open Subtitles | قد أصبح النقطة المحورية في الموضوع |
| ve ''Bu çok etkileyici'' dersiniz, çünkü bu odak noktası, ortadaki devasa ışık kaynağı. | TED | حتى تشعر " المفاجأة والنجاح الباهر " انه امرٌ مثير للإعجاب للغاية " فقط بسبب هذه النقطة المحورية ، مصدر الضوء هذا في المنتصف |