Oğlunuz ofise uğradı. En kısa sürede onu aramanızı istiyor. | Open Subtitles | ان ابنك فى المكتب, ويريدك ان تتصلى به حين تعودين |
Bunu al. Kendini ofise kilitle. Hâlâ cevaplara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | خذِ هذا, وأقفلِ علي نفسك المكتب ما زِلنا نَحتاجُ الأجوبةَ |
ofise baktım sadece bir kişinin o anda Akademi'de olduğunu gördüm. | Open Subtitles | أنظر في المكتب وأرى أنّ فرداً من جماعتي في أكاديمية الشرطة |
ofise dönmek istemedim, o yüzden bowling oynamaya gidip kafamı dağıttım. | Open Subtitles | لم أرد أن أعود للمكتب لذا,ذهبت لنادى البولينج ولعبت هناك لفترة |
Lanet olası telefon numaraların ve güneş gözlüklerin için beni ofise yollamaktan.. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقف عن إرسالي للمكتب اللعين من أجل أرقام الهواتف اللعينه |
Ama 3 hafta içinde, ofise dönüştürüyorlar, o yüzden şimdi boş. | Open Subtitles | لكن بعد ثلاثة أسابيع سيحوّلونها إلى مكتب لذا هي فارغة الآن |
Tamam, bak, yatak odasından çıkıp ofise geçtim, ve bir not yazdım. | Open Subtitles | , خرجت من غرفة النوم و دخلت إلى المكتب و كتبت ملاحظة |
ofise uğrayıp seni erken bir öğle yemeğine çıkarmama ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك ، سأمر على المكتب ثم أصحبك في غداء مبكر؟ |
Bir daha ki sefere ofise uğramalıyım. -Herkesle tanışmak isterim. | Open Subtitles | سوف آتي إلى المكتب المرة القادمة أود أن ألتقي بالجميع |
Çağrı geldiği anda bu ofise gelecek ilk kişi odur. | Open Subtitles | هو الشخص الأوّل بهذا المكتب فيستحيل أنّ تجد بيجره مغلق |
Tanrım. İşi pişirmeyi nasıl da biliyorsun. Pardon, ben yanlış ofise geldim galiba. | Open Subtitles | يا إلهي أنتَ تحب تغليف الأشياء أنـا آسف ، ربما دخلت المكتب الخاطىء |
Bu adamın test sonuçlarını almak için ofise uğrayıp geleceğim. | Open Subtitles | علي أن أذهب إلى المكتب لأعطي ذلك الرجل نتائج التحاليل |
Geldim çünkü sürekli seni ofise geri çekmeye çalışmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | أتيتُ لأنّي تعبتُ من محاولة إعادتكَ إلى المكتب طوالَ الوقت |
Alicia ofise döndüğünde buna yarın devam etsek daha iyi olacak sanırım. | Open Subtitles | أظن أن من الأفضل أن نكمل غدًا عندما تعود أليشا إلى المكتب |
Bunun sana, bize hatta tüm ofise büyük bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | قد يكون لهذا الأمر أثر بليغ عليكي، وعلينا، وعلى المكتب بأسره. |
Soruşturmanın bilimle ilgili kısımlarıyla alakalı olarak ofise danışmanlık yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم بتقديم المشورة للمكتب حول كل الأمور العلمية المتعلقة بالتحقيق |
Daha fazla tanık hazırlamak için ofise geri dönüyorum. Geliyor musun? | Open Subtitles | أنا ذاهبة للمكتب لأعمل على المزيد من الشهود ، أأنتَ آتي؟ |
Tüm hafta sonu beni aramaman için ofise katı talimatlar verdim. | Open Subtitles | لقد تركتُ تعليمات مشددّة للمكتب حتى لا يتّصلوا بي في العطلة |
Böyle devam et. Bakalım seni başka ofise alabilir miyim? | Open Subtitles | وسأرى ما يمكنني عمله حيال مكتب جميل في زاوية المبنى |
Sanki benim ofisimden ayrılıp mutluluk satan başka bir ofise gitmişler. | Open Subtitles | و كأنهم يتركون مكتبي و يذهبون لمكتب آخر مكتب يبيع السعادة |
Şu sıralar birkaç arkadaşıyla kalıyor ve ofise uğrayabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | إنها تُقيم لدى بعض الأصدقاء وقالت أنها سوف تمُرّ بالمكتب |
Saat 3:15, bunu yerine yerleştirmek için 6'ya kadar ofise dönmek zorundayız. | Open Subtitles | 15، لذا عِنْدَنا حتى 6: 00 لإسْتِعْاَدة هذا إلى المكتبِ لإعادة الإرتباطِ. |
Her ne kadar çok deneseniz de ofise girdiğinizde duygularınızı kapatıp ışıkları öylece açamazsınız. | TED | مهما بذلتَ من جهد، لا يمكنك الضغط بسهولة على زر عند دخولك إلى مكتبك لإيقاف مشاعرك. |
Sonra, ofise uğramadan direk buraya gelmiş olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ثمّ ظننت بأنّه لربّمـا جـاء هنـا بدون الحـاجة لفتح مكتبه |
Bir gün adamın biri ofise gelip ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | بسبب رجل مشى في مكتبنا يوما واحدا. وبدأ باطلاق النار. |
Öğleden önce ofise geri dönmeliyim. | Open Subtitles | فأنا يجب علي العودة لمكتبي قبل منتصف النهار |
Eşyalarımı koymak için, bir ofise ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سَأَحتاجُ مكتباً بالطابق الأرضي مكاناً ما لأخزن أشيائِي |
Üzgünüm geciktim, ama Macau'dan gönderdiğin sinyal ofise yeni ulaştı. | Open Subtitles | آسف أَنا متأخراً، جيمس، لكن إشارتَكَ مِنْ ماكو فقط وَصلَت المكتبَ. |
- Toplanıp yeni ofise gittiğinizde ve beni davet etmediğinizde hiçbir şey demedim. | Open Subtitles | عندما ذهبت انت و الرفاق الى المكاتب الجديده ولم تدعونى لم اقل شئ |
Bir ofise sonsuza kadar kapanmadan önce hayatı gör ve yaşa. | Open Subtitles | اعيش حياتي و استمتع بها قبل ان يقفل علي بمكتب ما الى الابد |