Sizinle birlikte olabilmek için ne kadar uzaktan geldiğim hakkında hiç bir fikriniz yok | Open Subtitles | ليس لديك أي فكرة عن مدى البعد الذي اتيت منه لأكون معكِ |
Burada olabilmek için bütün günümü iptal ettim Rachel | Open Subtitles | رايتشل , لقد الغيت كل أعمالي اليوم لأكون هنا |
Şimdi bu beş varoluş şekline bakarsanız, bunlar sizin iyi bir bilim insanı olabilmek için ihtiyacınız olan varoluş şekilleriyle aynıdır. | TED | الآن إذا نظرتم إلى هذه الطرق الخمسة للحياة، هذه هي بالضبط نفس الطرق التي تحتاجها لتكون عالما جيدا. |
"Silah kullanımında uzman olabilmek için her tür niteliğe sahip olmalısınız." | Open Subtitles | لديك استعداد جيد لتكون خبير في استخدام الأسلحة |
Bu katmanlar üste çıktıkça yoğunlaşır ve adeta güneş ışığına daha yakın olabilmek için bir yarışa girerler. | Open Subtitles | تتكاثف الطبقات فوق هذه القبب منافسة بعضها البعض لتصبح أقرب إلى أشعة الشمس. |
Ama genç ve seksi bir anne olabilmek için çok kısıtlı bir süren var. | Open Subtitles | لكن لديكِ فرصة قصيرة جداً لتكوني أم صغيرة وجذابة |
Simdi, Bay Bell, Bütün ögrencilere adil olabilmek için, bu kitabin burada sirada mevcut bulunmasi gerekli | Open Subtitles | لأكون عادلة مع كل التلاميذ من المهم أن يكون هذا الكتاب دائماً متوفراً على هذا المكتب |
Senin istediğin gibi biri olabilmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك فكرة عما بذلته من مجهود لأكون الشخص الذي تريديه؟ |
Senin istediğin gibi biri olabilmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك فكرة عما بذلته من مجهود لأكون الشخص الذي تريديه؟ |
Londra'nın kalabalık caddelerinde dolaşmak, veya burada, insanlığın koşuşturmacasının içinde olabilmek için geldim. | Open Subtitles | أتيت لأتجوّل في شوارع "لندن" المزدحمة أو لأكون هنا وسط أندفاع وعجلة الإنسانيّة |
Kendimle bir olabilmek için ikisi de olmalıyım. | Open Subtitles | لأكون شخصا واحدا . مع نفسى لابـد أن أهزمك |
Onun gibi olabilmek için sağ kolumu verirdim. | Open Subtitles | رائع، كنت لأضحي بذراعي الأيمن لأكون مثلهن |
Benimle olabilmek için biletini vermen çok tatlıydı. | Open Subtitles | لقد كنت رائعاً لتخلِّيك عن التذاكر لتكون معي |
Yarışçı olabilmek için gerçek hüner ve gerçek disiplin. Çok çalışmak demektir. | Open Subtitles | مهاره حقيقيه وتدريب حقيقى لتكون متسابقا تحتاج الى العمل الدؤوب |
Eski kocasıyla birlikte olabilmek için benimle öğle yemeği... - ...randevusunu iptal etti. | Open Subtitles | لقد ألغت موعد الغداء معي لتكون مع زوجها السابق |
Ama o mutlu olabilmek için bir erkeğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ولكن هي تعتقد أنها بحاجة الى رجل لتصبح سعيدة |
Bir keresinde baban ve yeni eşiyle birlikte olabilmek için ülkenin bir ucuna gitmek istediğini, ama evlerinde sana ayıracak bir odaları olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني مرة أنك أردتي أن تنتقلي من المدينة لتكوني مع والدك و زوجته الجديدة و لكنهما, لم يكن لديهما غرفة لك في منزلها |
Ve tam zamanında burada olabilmek için 6:00'da işten çıkmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | 00 لكي أكون هنا في الوقت وبعد ذلك نحن لا نصل للبيت حتى 11: |
Onun arkasından iş çevirmek hoşuma gitmiyor ama sanırım bazen iyi bir baba olabilmek için, kötü adamı oynamak gerekiyor. | Open Subtitles | لا أحب حقاً أن أذهب من وراءه لكن أحياناً لكي تكون أباً جيد عليكَ أن تكون رجلاً سيء |
Çalışanları tarafından sevilen bir patron olabilmek için, yeteneklerini kullanmalısın. | Open Subtitles | حتى تكون مديراً محبوباً وأن تحصل على أفضل ما لدى موظفيك على أن تقوم بالأساسيات |
Doğalları gereği asalak olduklarından, galakside baskın olabilmek için kullandılar. | Open Subtitles | كونهم متطفلين بطبيعتهم، يجعلهم يستخدموها ليكونوا الجنس السائد في المجرة |
Ona yakın olabilmek için mi benimle beraber oluyorsun? | Open Subtitles | انت فقط معي لكي تكوني قريبة منها |
Maxine Westlake'e taşındı ben de ona yakın olabilmek için buraya geldim. | Open Subtitles | ماكسين انتقلت إلى ويست لايك وأنا انتقلت هنا لأبقى بالقرب منها |
Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً! |
Edebiyat sanatını icra etmek istiyorsanız, bir erkek yazarla eşit olabilmek için tecrübe sahibi olmak, hayati önem taşır! | Open Subtitles | إذا تَتمنّين مُزَاوَلَة فَنِّ القصةِ لِكي تكُوني كالمُؤلفين الرجال التجربة حيويةُ |
Ve dengede olabilmek için, tüm bu alanlara zaman ayırmak gerektiğine inanıyorum -- sadece 50 mekik çekmekle bu iş olmaz. | TED | ولكي تكون متوازنة , أعتقد أنه يتوجب إستحضار جميع تلك الجوانب ليس فقط أن تقوم بعدد 50 تمرين للمعده. |
Yaptığım işte daha iyi olabilmek için muhaliflerimle iş birliği yapabilirim. | TED | أستطيع التعاون مع معارضيني لأصبح أفضل فيما أفعله. |
Seninle beraber olabilmek için OCD'mi yenmeye çalıştığımı biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم ذلك ؟ هل كنت تعلم بأنني أحاول العمل جاهدة على الوسواس القهري حتى اكون معك ؟ |