ويكيبيديا

    "olabilmek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لأكون
        
    • لتكون
        
    • لتصبح
        
    • لتكوني
        
    • لكي أكون
        
    • لكي تكون
        
    • حتى تكون
        
    • ليكونوا
        
    • لكي تكوني
        
    • لأبقى
        
    • لتحقق شيئاً
        
    • لِكي تكُوني
        
    • ولكي تكون
        
    • لأصبح
        
    • حتى اكون
        
    Sizinle birlikte olabilmek için ne kadar uzaktan geldiğim hakkında hiç bir fikriniz yok Open Subtitles ليس لديك أي فكرة عن مدى البعد الذي اتيت منه لأكون معكِ
    Burada olabilmek için bütün günümü iptal ettim Rachel Open Subtitles رايتشل , لقد الغيت كل أعمالي اليوم لأكون هنا
    Şimdi bu beş varoluş şekline bakarsanız, bunlar sizin iyi bir bilim insanı olabilmek için ihtiyacınız olan varoluş şekilleriyle aynıdır. TED الآن إذا نظرتم إلى هذه الطرق الخمسة للحياة، هذه هي بالضبط نفس الطرق التي تحتاجها لتكون عالما جيدا.
    "Silah kullanımında uzman olabilmek için her tür niteliğe sahip olmalısınız." Open Subtitles لديك استعداد جيد لتكون خبير في استخدام الأسلحة
    Bu katmanlar üste çıktıkça yoğunlaşır ve adeta güneş ışığına daha yakın olabilmek için bir yarışa girerler. Open Subtitles تتكاثف الطبقات فوق هذه القبب منافسة بعضها البعض لتصبح أقرب إلى أشعة الشمس.
    Ama genç ve seksi bir anne olabilmek için çok kısıtlı bir süren var. Open Subtitles لكن لديكِ فرصة قصيرة جداً لتكوني أم صغيرة وجذابة
    Simdi, Bay Bell, Bütün ögrencilere adil olabilmek için, bu kitabin burada sirada mevcut bulunmasi gerekli Open Subtitles لأكون عادلة مع كل التلاميذ من المهم أن يكون هذا الكتاب دائماً متوفراً على هذا المكتب
    Senin istediğin gibi biri olabilmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? Open Subtitles هل لديك فكرة عما بذلته من مجهود لأكون الشخص الذي تريديه؟
    Senin istediğin gibi biri olabilmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? Open Subtitles هل لديك فكرة عما بذلته من مجهود لأكون الشخص الذي تريديه؟
    Londra'nın kalabalık caddelerinde dolaşmak, veya burada, insanlığın koşuşturmacasının içinde olabilmek için geldim. Open Subtitles أتيت لأتجوّل في شوارع "لندن" المزدحمة أو لأكون هنا وسط أندفاع وعجلة الإنسانيّة
    Kendimle bir olabilmek için ikisi de olmalıyım. Open Subtitles لأكون شخصا واحدا . مع نفسى لابـد أن أهزمك
    Onun gibi olabilmek için sağ kolumu verirdim. Open Subtitles رائع، كنت لأضحي بذراعي الأيمن لأكون مثلهن
    Benimle olabilmek için biletini vermen çok tatlıydı. Open Subtitles لقد كنت رائعاً لتخلِّيك عن التذاكر لتكون معي
    Yarışçı olabilmek için gerçek hüner ve gerçek disiplin. Çok çalışmak demektir. Open Subtitles مهاره حقيقيه وتدريب حقيقى لتكون متسابقا تحتاج الى العمل الدؤوب
    Eski kocasıyla birlikte olabilmek için benimle öğle yemeği... - ...randevusunu iptal etti. Open Subtitles لقد ألغت موعد الغداء معي لتكون مع زوجها السابق
    Ama o mutlu olabilmek için bir erkeğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Open Subtitles ولكن هي تعتقد أنها بحاجة الى رجل لتصبح سعيدة
    Bir keresinde baban ve yeni eşiyle birlikte olabilmek için ülkenin bir ucuna gitmek istediğini, ama evlerinde sana ayıracak bir odaları olmadığını söylemiştin. Open Subtitles أخبرتني مرة أنك أردتي أن تنتقلي من المدينة لتكوني مع والدك و زوجته الجديدة و لكنهما, لم يكن لديهما غرفة لك في منزلها
    Ve tam zamanında burada olabilmek için 6:00'da işten çıkmak zorunda kalıyorum. Open Subtitles 00 لكي أكون هنا في الوقت وبعد ذلك نحن لا نصل للبيت حتى 11:
    Onun arkasından iş çevirmek hoşuma gitmiyor ama sanırım bazen iyi bir baba olabilmek için, kötü adamı oynamak gerekiyor. Open Subtitles لا أحب حقاً أن أذهب من وراءه لكن أحياناً لكي تكون أباً جيد عليكَ أن تكون رجلاً سيء
    Çalışanları tarafından sevilen bir patron olabilmek için, yeteneklerini kullanmalısın. Open Subtitles حتى تكون مديراً محبوباً وأن تحصل على أفضل ما لدى موظفيك على أن تقوم بالأساسيات
    Doğalları gereği asalak olduklarından, galakside baskın olabilmek için kullandılar. Open Subtitles كونهم متطفلين بطبيعتهم، يجعلهم يستخدموها ليكونوا الجنس السائد في المجرة
    Ona yakın olabilmek için mi benimle beraber oluyorsun? Open Subtitles انت فقط معي لكي تكوني قريبة منها
    Maxine Westlake'e taşındı ben de ona yakın olabilmek için buraya geldim. Open Subtitles ماكسين انتقلت إلى ويست لايك وأنا انتقلت هنا لأبقى بالقرب منها
    Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! Open Subtitles لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً!
    Edebiyat sanatını icra etmek istiyorsanız, bir erkek yazarla eşit olabilmek için tecrübe sahibi olmak, hayati önem taşır! Open Subtitles إذا تَتمنّين مُزَاوَلَة فَنِّ القصةِ لِكي تكُوني كالمُؤلفين الرجال التجربة حيويةُ
    Ve dengede olabilmek için, tüm bu alanlara zaman ayırmak gerektiğine inanıyorum -- sadece 50 mekik çekmekle bu iş olmaz. TED ولكي تكون متوازنة , أعتقد أنه يتوجب إستحضار جميع تلك الجوانب ليس فقط أن تقوم بعدد 50 تمرين للمعده.
    Yaptığım işte daha iyi olabilmek için muhaliflerimle iş birliği yapabilirim. TED أستطيع التعاون مع معارضيني لأصبح أفضل فيما أفعله.
    Seninle beraber olabilmek için OCD'mi yenmeye çalıştığımı biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلم ذلك ؟ هل كنت تعلم بأنني أحاول العمل جاهدة على الوسواس القهري حتى اكون معك ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد