ويكيبيديا

    "olacak kadar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بما يكفي
        
    • كفاية ليكون
        
    • كفاية لأكون
        
    • لدرجة أن
        
    • يكفي لتكون
        
    • يكفي ليكون
        
    • كافية ليصبح
        
    • فيه الكفاية ليكون
        
    • لدرجة أنها
        
    • بما فيه
        
    Söyle. Karını acı çekmesine engel olacak kadar seviyor musun? Open Subtitles أخبرني هل تحب زوجتك بما يكفي لتوفير عليها المعاناة ؟
    1986'da gerceklesecek deneylerde mevcut bulunmus olacak kadar yasli biri. Open Subtitles شخص كبير بما يكفي ليكون هناك بوقت التجربة في الثمانينات
    Şüpheli katı bir suçlu olacak kadar büyük değil. Open Subtitles المشتبه ليس كبيراً كفاية ليكون مجرم قوي.
    Sakın iki dermatologla aynı saunada olacak kadar şanslı olduğumu söylemeyin. Open Subtitles لا تخبرني أني محظوظة كفاية لأكون في حمام بخاري مع طبيبين في الأمراض الجلدية.
    Yaşlılık onu yumuşatmıştı ama bunları yaptığım için beni işten atmasına ve mirasından men etmesine engel olacak kadar yumuşatmamıştı. Open Subtitles كان قد فقد عقله وهو في ذلك السن ، لكن ليس لدرجة أن يطردني من العمل ويقوم بإبعادي من وصيته
    Hayır, gizli bir kasanın içinde olacak kadar önemli. Open Subtitles لا ، إنها مهمة بما يكفي لتكون في صندوق الأسرار
    Bak açık olmak gerekirse, göstermiyor olsam da annen olacak kadar yaşlıyım. Open Subtitles بصراحة ، قد لا يبدو عليّ لكنني كبيرة بما يكفي لأكون أمك
    1986'da gerçekleşecek deneylerde mevcut bulunmuş olacak kadar yaşlı biri. Open Subtitles شخص كبير بما يكفي ليكون هناك بوقت التجربة في الثمانينات
    Ve her zaman kafanın içinde olacak kadar yakınında olacağım. Open Subtitles وسأكون قريبة بما يكفي كي أكون بداخل رأسك طوال الوقت
    Bu taklit etme deneyi, bu ikincil çoğaştıcı deneyi bu insanları öldürmüş olacak kadar tehlikeli olabilir mi? TED هل يمكن أن تكون هذه التجربة في المحاكاة هذه التجربة في المُكرِر الثاني خطيرة بما يكفي لتقتل الناس ؟
    Amerikalı yanım, Nijeryalıların normal gördüğü bu şeyleri yadırgamama neden olacak kadar ilgimi çekti. TED وأحسست من جانبي الأمريكي بما يكفي من الغرابة لأنبهر بأشياءٍ يرى معظم النيجيريون أنها طبيعية.
    Tehlikeli olacak kadar adli bilim bilgisine sahip. Open Subtitles يعلم بما يكفي عن الطب الشرعي ليكون خطيراً
    Oh, eski bir kocaya sahip olacak kadar yaşlı değilsin. Open Subtitles لست كبيرة كفاية ليكون لكِ زوج سابق
    Ama fevri olacak kadar genç değil. Open Subtitles لكنه ليس يافعا كفاية ليكون اندفاعيا
    Kendi anahtarına sahip olacak kadar büyük. Open Subtitles كبير كفاية ليكون لديك مفتاحك الخاص
    Gün ışığında, makyajım bulaştığında annesi olacak kadar yaşlı olduğumu saklayacak hiçbir şey kalmadı. Open Subtitles ...في ضوء النهار، وتلوّث المكياج لم يكن هنالك شيءٌ يخفي أنني كنتُ كبيرة كفاية لأكون أمه
    Niye doktor olacak kadar zeki olduğumu düşünüyorsunuz bilmem ama bende dövüş zekası var. Open Subtitles لسبب ما ، أتعتقد أني ذكي كفاية لأكون طبيبا؟ بلى، قبضتيالذكية، بإمكانيالقتال،أنا قوي ...
    Umurumda değil. Yani, umurumda, ama ayrılmamıza neden olacak kadar değil. Open Subtitles لا يهمني ، أعني أنه يهمني لكن ليس لدرجة أن نفترق بسببه
    Onun için eğer bu kız Petruchio'ya eş olacak kadar zenginse Open Subtitles وبالتالي ، إذا كنت تعرف واحدة غنية بما يكفي لتكون بارتشيو الزوجة --
    Fakat o hiç bizim hayatımızın parçası olacak kadar uzun kalmadı. Open Subtitles لَكنه لم يبقى لمدة كافية ليصبح جزءَ من حياتنا
    Senin yaşında bir oğulu olacak kadar yaşlı görünmediğimi biliyorum ama var. Open Subtitles أنا اعلم بأني لا ابدو مسنه بما فيه الكفاية ليكون لدي إبن بعمرك ولكن لدي فعلاً
    Bu harika bir fikir. Aptalca olacak kadar basit. Open Subtitles إنها فكرة جميلة إنها بسيطة جدا لدرجة أنها سخيفة
    Yakınlarda olacak kadar şanssız her türlü gezegenin felâketi olacak kadar fazla. Open Subtitles إشعاعات كافية للتأثير على أي كوكب تعيس الحظ بما فيه الكفاية ليقترب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد