Bu aşklarını, kendilerine yakın olan insanlarla kutlamak istiyorlar. | Open Subtitles | إنهما يريدان الإحتفال بهذا الحب مع الأشخاص المقربين لهم |
Orada sizinle olan insanlarla daha güzel bağ kuruyorsunuz. | TED | تتواصل فعلا مع الأشخاص المتواجدون معك. |
Ayrıca ilk başta asıl hedef grubumuz olan dirseğin üzerinden kolları kesik kaybetmiş olan insanlarla çalışmamıza devam ettik. | TED | لذا اتجهنا أيضاً إلى الأشخاص الذين كانوا في الأصل محور بحثنا الأشخاص الذين يعانون من بتر في أعلى المرفق. |
Çok ortak noktam olan insanlarla konuşmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أحب التحدث إلى الأشخاص الذين لدينا أشياء مشتركة كثيرة بيننا |
Rozetleri olan insanlarla çalışmaktan hoşlanmam. | Open Subtitles | انا لا احب العمل مع الناس ذو الشارات |
Rozetleri olan insanlarla çalışmaktan hoşlanmam. | Open Subtitles | انا لا احب العمل مع الناس ذو الشارات |
Neden ne olduğunu gerçekten görmüş olan insanlarla, konuşmuyorsun da makinelerle konuşuyorsun acaba? | Open Subtitles | لماذا لا تتحدث مع الناس الذين رأوا بالفعل ما حدث وليسوا آلات ؟ |
Sevgi: size yakın olan insanlarla ve bir parçası olduğumuz topluluklarla ilişkilerimizi başarılı bir şekilde yönetmek. | TED | الحب : يعني القدرة على ادارة علاقاتنا بنجاح مع الاشخاص المحيطين بنا ومع المجتمعات التي ننتمي اليها |
Arachnophobia'sı olan insanlarla ilgili bir hikayeye göre oldukça ileri düzeyde. | Open Subtitles | انه تقدم رائع لقصة تتحدث عن أشخاص لديهم آراكنفوبيا |
Yönlendirilmeye müsait olan insanlarla iş yapma eğilimi taşırım. | Open Subtitles | أميل للعمل مع الأشخاص سهلي التلاعب |
Vaktinin önemli bir kısmını farklı olan insanlarla geçiriyor. | Open Subtitles | حسنا،إنه-إنه يقضي وقتا كبيرا مع الأشخاص المختلفين |
O yüzden aramadı. Babamın ölümünün ardında olan insanlarla ilgili elinde bilgi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول إنها تملك معلومات عن الأشخاص الذين يقفون خلف مقتل والدي |
Evet. Ve sadece randevusu olan insanlarla görüşür. | Open Subtitles | أجل.وهو يقابل الأشخاص الذين لديهم موعد فقط |
Normalde asla yapmayacağımız şeyleri yaparız, yemin ettiğimiz görevimizi ihmal etmek, düşmanlarımız olan insanlarla kendimizi aynı kefeye koymak gibi. | Open Subtitles | نفعل اشياء لم نكن نفعلها أبدا مثل، اه، تجاهل واجبتنا الدستوريه أو ننحاز مع الناس الذين اعتادوا أن يكون أعدائنا |
Sanırım, çok fazla parası olan insanlarla daha mutlu olmazdım. | Open Subtitles | لا أعتقد أكثر سعادة مع الاشخاص أصحاب المال الكثير |
Bu büro otoriteyle sorunu olan insanlarla dolu. | Open Subtitles | هذا مكتب بني على أساس أشخاص لديهم مشاكل مع السلطة. |