Renk olgusunu anlamak için, ışığı bir dalga olarak düşünmek yardımcı olur. | TED | التفكير في الضوء كموجة يساعد على فهم ظاهرة الألوان. |
Bunu bir zayıflık ya da üzerimdeki yükten kurtulma değil de son bir iyilik olarak düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أحب التفكير في ذلك كأنه ضعف أو تهرّب، وإنما كعطف أخير |
Basketbolu kurtuluş yolu olarak düşünmek... | Open Subtitles | التفكير في أن لعب كرة السلة يمكن أن يخرجنا من هناك |
Çünkü kendimi daha çok Vahşi Batı'da doğmuş silahlı soyguncu olarak düşünmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لأنَّني أرغبُ في التفكير في نفسي كحاملِ سلاحٍ فطرياً ومولودُ في الغربِ الموحش, أتفهمون ما أعنيهِ هنا؟ |
Ama bugünü, üzücü bir gün olarak düşünmek hata olur. | Open Subtitles | إلا أنه سيكون من الخطأ التفكير في اليوم على أنه يوم حزين |
Bunları ışık olarak düşünmek garip gelebilir, ancak görünür ışıkla diğer elektromanyetik ışınımlar arasında temelde hiç bir fark yoktur. | TED | ربما يبدو من الغريب التفكير في تلك الأشياء على أنّها ضوء، إلاّ أنّه لا يوجد اختلاف جوهري بين الضوء المرئي والإشعاعات الكهرومغناطيسية الأخرى. |
İnsanlara zaman olarak düşünmek zor geldiği için... ...bu süreye nesiller açısından bakarsak... ...Homo erectus Afrika' dan 90.000 nesil önce ayrılmıştır. | TED | لمجرد وضع هذا من حيث الأجيال، لأن الناس وجدوا أنه من الصعوبة التفكير في الزمن، الإنسان المنتصب القامة غادر أفريقيا قبل 90,000 جيلا. |
Nesneleri şey olarak düşünmek dururken, çevremizdeki her şeyin birer nesne olduğunu düşünmeye alışkınsınız. | Open Subtitles | غيّر التفكير في الأشياء كـ"أشياء" جميعنا لدينا عادة التفكير بأن أي شيء حولنا هو شيء.. |
Söylediğimiz şey şuydu, 40 metrekareyi küçük bir ev olarak düşünmek yerine, neden iyi bir evin yarısı olarak düşünmüyoruz? | TED | ما قلناه كان: ماذا لو، عوضًا عن التفكير في (٤٠) مترًا مربّعًا كمساحة لبيت صغير، لما لا نتصوّرها مساحةً لنصف منزل جيّد؟ |