Vahşi düşlerinizde, Sezar, böyle bir olasılığa karşı kapıları tutmayı nasıl umabiliyorsunuz? | Open Subtitles | -فقط فى احلامك ايها القيصر,كيف تتوقع ان تقاوم -من باب الاحتمالات فقط |
İstatistiki olarak, neredeyse eşit olasılığa sahipler. | Open Subtitles | . واحدة منهما . إحصائيا كلاهما يمتلكان نفس الاحتمالات |
Yine de, bu olasılığa açık olmak... | Open Subtitles | أعتقد بأنك يجب أن تجعل الاحتمالات مفتوحة |
Bu olasılığa karşı hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | سنضطر الى الاستعداد لهذا الاحتمال |
Bizim güneş sistemimizde başka zeki yaşam formu olmasa bile bu ihtimali trilyonla çarptığımızda ortaya çıkacak olasılığa ne dersiniz? | Open Subtitles | ذلك حتى إذا لم يكن هناك حالة أخرى من الحياة الذكية في نظامنا الشمسي، ماذا عن الاحتمال عندما نضرب هذه الفرص من قبل تريليون |
Onları bu olasılığa ikna edebilecek senden daha hevesli... ..birini düşünemiyorum. | Open Subtitles | بالطبع ينبغي علينا بعدم التفكير بآي شئ أفضل من تجهزاتكم لإقناعهم بهذا الإحتمال |
Hayır, demin dedim ya. Umuda yakın bir olasılığa yatırım yapacağım. | Open Subtitles | لا، ألم أخبرك أنني سأستثمر فى الإحتمال الأقرب للأمل. |
Nasıl kullanacağını bilen varlıklar için ateş dünya kadar olasılığa sahip bir teknolojidir. | Open Subtitles | إنها تقنية تفتح عالماً من الاحتمالات لمخلوقات تعلم كيف تستخدمها. |
Eğer şimdiki durumu bozarsanız her türlü olasılığa kapı aralarsınız... | Open Subtitles | عندما تعطّل الوضع الراهن فأنت تفتح كافّة الاحتمالات |
- Biz ikimiz, tüm orduya karşı. Bayıldım bu olasılığa. | Open Subtitles | أنا وأنتِ ضد جيش , تعجبني الاحتمالات هذه |
Öyleyse bu olasılığa hazırlanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً يجب أن نستعد لهذا الاحتمال. |
Öyleyse bu olasılığa hazırlanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | -علينا الاستعداد لذلك الاحتمال |
Bence bu olasılığa hazır olmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا أن نستعد لذلك الإحتمال |