Chuck profilimize uygunsun dediğimde bunun bir kısmı da paraya ihtiyacın olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | تشاك" , عندما أقول أنك مُطابق" ...للمواصفات . ذلك يعنى أنك تحتاج إلى مال |
Chuck profilimize uygunsun dediğimde bunun bir kısmı da paraya ihtiyacın olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | تشاك" , عندما أقول أنك مُطابق" ...للمواصفات . ذلك يعنى أنك تحتاج إلى مال |
Bu da yapmamız gereken bir sürü iş olduğu anlamına geliyordu. | TED | وهذا يعني أنه كان علينا إنجاز الكثير من العمل. |
Bu da binanın tamamlanmasından iki yıl önce binanın toplumun bir parçası olduğu anlamına geliyordu. Böylece çizimler son ürüne tıpatıp benzediğinde hiçbir sürpriz yaşanmadı. | TED | لكن هذا كان يعني أنه قبل الانتهاء من البناء بسنتين، كان المبنى مسبقا جزء من المجتمع، وحين تبدو الإعدادات مطابقة تماما للمنتج النهائي، فلن تكون هناك مفاجآت. |
Uydu görüntüleri yardımıyla, mağara sisteminin varlığı için ipuçları aradım ve sonunda yüzey çöküntüsü olan bir alan tanımladık-- yani, büyük kaya parçaları, kaya yığınları-- ve bu oranın altında bir boşluk olduğu anlamına geliyordu. | TED | وقد كنت أبحث عن إشارات لوجود أنظمة كهوف عن طريق صور الأقمار الإصطناعية، وأخيرًا تعرفنا على منطقة انهيارات سطحية صخور كبيرة وأكوام صخور وذلك يعني أنه كان هنالك فراغ في الأسفل. |
Yani bu tek bir çalışanın 180 kişiden sorumlu olduğu anlamına geliyordu ki bu dünyadaki tek örnek idi. | TED | عنى ذلك أن كل موظف كان مسؤولًا عن 180 ساكن، وهو أمر مميز في العالم. |
Değişiklik, polis adaylarının beş ay süren bir akademide uygunluk sınavını geçmek için yaklaşık 3 haftaları olduğu anlamına geliyordu. | TED | لقد عنى هذا التغيير أن لدى المجندين حوالي ثلاثة أسابيع من خمسة أشهر بالأكاديمية لاجتياز اختبار اللياقة البدنية. |
Bu onun saf ve küçük çalışmalara açık olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | فقد عنى ذلك انها كانت ساذجة و سهلة المنال |