Ve Japonlar duygularını ifade etmenin kötü bir şey olduğu fikrini terk ediyorlar. | Open Subtitles | و بدأ اليابانيون يتخلون عن فكرة أن إظهار المشاعر أمر سيء |
O pislik, erkeklerin kadınlardan üstün olduğu fikrini savunuyordu. | Open Subtitles | الزحف كان يدافع عن فكرة أن المرأة أدنى من الرجل. |
Gördüğüm şey, herkesin amacının sevgi almak ve vermek olduğu fikrini benimsememi sağladı. Bu kadar basit. | Open Subtitles | ما رأيته فتح تفكيري على فكرة أن هدف كل واحد هو منح و استقبال الحب، بهذه البساطة |
İnsanlar dinazorların özel olduğu fikrini benimsemeye başladı. | TED | لقد بدأ الناس يستوعبون فكرة ان الديناصورات كائنات مميزة |
Yapmamız gereken hükümetimizin bizim çıkarlarımız korumak için var olduğu fikrini yeniden kazanmaktır. Ülkemizin doğuşunu sağlayan fakat artık kaybettiğimiz birlik olam duygumuzu yeniden kazanmaktır. | TED | وهذا ما يتوجب علينا القيام به ان نستعيد فكرة ان حكومتنا تعمل لاجل مصالحنا وان نستعيد فكرة الوحدة والحس الوطني العام والذي فقد منذ مدة |
Kimsenin aklına seksin kötü bir şey olduğu fikrini sokmasına izin verme. | Open Subtitles | أعني, بإنه لا تدعي لأحد كان أن يزرع برأسك فكرة أن ممارسة الجنس شيء سيء. |
Düşük yağlı diyetin sağlıklı bi diyet olduğu fikrini kurumsallaştırdık. | Open Subtitles | لقد أسسنا فكرة أن نظام غذائي يحتوي على قليل من الدهون هو نظام صحي |
Işığın bir dalga olduğu fikrini tamamen unutmamızı bunun yerine ışığın ufak, mermi gibi parçacıkların bir akımı olduğunu düşünmemiz gerektiğini tartışmaya açtı. | Open Subtitles | وقال إن علينا أن ننسى كل شيء حول فكرة أن الضوء هو موجة والتفكير به بدلا من ذلك كتيار من جزيئات صغيرة شبيهة بالرصاص. |
Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak, astronomik bir rastlantı gibi görünüyordu ve Ay'ın Dünya'yla olan özel bağının bir kaza olduğu fikrini kabul etmek herkes için kolay değildi. | TED | في أغلب الأحيان، يكون القرص مختلفًا عن الكوكب، مما جعل تكوين القمر بهذه الطريقة صدفة فلكية، وكان يصعب على الجميع قبول فكرة أن العلاقة المميزة بين الأرض والقمر كانت مجرد صدفة. |
Yalnız olmanın utanç verici olduğu fikrini reddediyorum. | Open Subtitles | أرفض وجود فكرة أن العزوبية وصمة عار |
Eğer bu cevabın insafsızlığını bir kenara koyabilirsek, bu Nijeryalılar kadının tabiati gereği suçlu olduğunu görerek yetiştirildiler, erkeklerin kontrolsüz yaratıklar olduğu fikrini kabul edilebilir bulacak seviyede erkeklerden çok az şey bekleyerek yetiştirildiler. | TED | إذا تناسينا هذا الجواب البشع غير الإنساني، فإن أولئك النيجيريين تربوا على فكرة أن النساء مذنبات بطبيعتهن، وربوا لينتظروا القليل من الرجال بحيث أن فكرة الرجال ككائنات متوحشة وخارجة عن السيطرة هي بشكل ما مقبولة. |
Bu videoda, Tom Cruise'un Scientology elçisi olduğu fikrini aşılıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا بهذا يرسّخون فكرة أن (توم كروز) هو سفير الساينتولوجى إلى العالم. |
Aşırı iyi bir erkek arkadaşın olduğu fikrini kabul etmeye gönlüm elvermiyor sadece. | Open Subtitles | انا فقط غير مستعدة كي اقبل فكرة ان لديك صديق رائع بشكل مبالغ به |
Aşkın genetik bir rahatsızlık olduğu fikrini araştırmayı öneriyorum. | Open Subtitles | ما أقترح للأبحاث... هي فكرة ان الحب هو حالة وراثية. |