Ve bu adamın cinayetlerin olduğu zamanlarda sık sık dışarı çıktığını farkettim, ve bu nedenle... | Open Subtitles | أن هذا الرجل يخرج كثيرا 000 عندما كانت الجرائم تحدث, لذا 000 لهذا إتصلتى بالمحقق سومير سيت ؟ |
Bu adamın cinayetleri olduğu zamanlarda sık sık dışarı çıktığını farkettim, ve bu nedenle... | Open Subtitles | نعم, لقد لاحظت أن هذا الرجل يخرج كثيرا عندما كانت الجرائم تحدث, لذا |
Şeyi sordun sandım, yeni olduğu zamanlarda ne kadar tutuyordu diye sorduğunu. - Yok hayır. | Open Subtitles | حسناً, اعتقدت أنك قصدت ثمنها عندما كانت جديدة |
Genom haritalamanın milyonlarca dolara veya on binlerce dolara dahi mal olduğu zamanlarda, sadece bir araştırma projesiydi. | TED | الآن، في تلك الأيام عندما كان رسم خرائط الجينوم يكلف الملايين، أو حتى عشرات الآلاف، كان في الأساس مشروعات بحثية |
Pekala pazarlamada, sevdiğim işte çalışıyorum, fakat ilk tutkum fizikti, daha az beyaz saçımın olduğu zamanlarda, bana harika bir öğretmen tarafından verilmiş bir tutku. | TED | أعمل في مجال التسويق، الذي أحبه، لكن غرامي الأول كان الفيزياء، الغرام الذي أودي بي إلى معلم مدرسة رائع، عندما كان لدي شعر أقل شيبا. |
Ama buzullar eridiğinde, musonlar daha şiddetlendiğinde, bu nehirler tabii ki taşacak, suya ihtiyaç olmadığı zamanlarda seller olurken, suya en çok ihtiyaç olduğu zamanlarda ise kuraklık çok yaygın bir hal alacak. | TED | ولكن عندما يذوب الجليد، عندما تهب الرياح الموسمية الشديدة، من الواضح أن هذه الأنهار ستغرق. لذلك سيكون هناك فيضان عندما يكون الماء غير مطلوب. والجفاف سيكون شائع جدًا. عندما تكون المياه مطلوبة بشدة، |
Belirsizliğin en fazla olduğu zamanlarda buluşların ödülleri en büyüktür. | TED | الفوائد من الإبتكار أكبر عندما يكون الشك أكبر |
Onun tekelcilik karşıtı hükümleri bana 210 milyon dolara patladı, ve bu 210 milyon çok değerli olduğu zamanlarda oldu. | Open Subtitles | قامت بجعلي أخسر مبلغ 210 مليون دولار، وهذا كان بالسابق عندما كانت 210 مليون دولار مبلغا كبيرا |
Ishbal'in barış dolu bir yer olduğu zamanlarda bir ağabeyim vardı. | Open Subtitles | في ما مضى عندما كانت أشبال لا تزال أرضا مسالمه, كان لي أخ كبير |
Seninle birlikte olduğu zamanlarda gözlerini kaç kere hastanede açtı? | Open Subtitles | وكم عدد المرات التي تصل فيها للمستشفى عندما كانت تواعدك ؟ |
Ancak, karısının hassas olduğu zamanlarda... | Open Subtitles | ولكن في تلك اللحظات، عندما كانت .. زوجته ضعيفة |
Biliyorsun bu elbise manken olduğu zamanlarda Nana için özel olarak dikildi. | Open Subtitles | تعلمين ذلك الفستان قد صنع خصيصاً لجدتك عندما كانت عارضة |
Benim dozumun yüksek olduğu zamanlarda 6 ay hiçbir şey okuyamamıştım. | Open Subtitles | عندما كانت جرعتي مرتفعة، لم أستطع القراءة لـ ستةِ أشهر. |
Bir zamanlar ben de bir Mystic'tim... emirlerin iyi olduğu zamanlarda. | Open Subtitles | لقد كنت صوفياً عندما كان الصوفيون أخياراً |
Çok uzun yıllar önce, her şatoda böyle bir gemi olduğu zamanlarda, ...gökyüzü parlayan yıldızlarla doluydu. | Open Subtitles | في ذلك الوقت,قبل عدة سنوات عندما كان لكل قلعه سفينه مثل هذه والسماء مضيئة بالأضواء اللامعة |
Tamam ama sadece Leo olduğu zamanlarda fikrine ihtiyacımız olmuyordu. | Open Subtitles | حسناً، ولكننا لم نكن بحاجةٍ لـ، ليو عندما كان مُضيئنا فحسب |
Bunlar 500 yıl önce oluşmuşlar. Deniz seviyesinin bir metre civarı olduğu zamanlarda. | Open Subtitles | نمت هذه هنا قبل 5 آلاف عام، عندما كان مستوى البحر بارتفاع متر أو أعلى بقليل. |
Daha çok mermi olduğu zamanlarda yapmalıydım. | Open Subtitles | كان ينبغي عليّ فعلها عندما كان لدينا المزيد من الذخيرة |
Körlüğünden dolayı kızgın olduğu zamanlarda bir çok şey söylerdi. | Open Subtitles | لقد كان يقول العديد من الأشياء عندما يكون غاضبا بسبب عماه, |
Ayık olduğu zamanlarda bir harikadır. | Open Subtitles | عندما يكون غير ثمل، فإنه يكون في قمة التألق |
Haksız olduğu zamanlarda bile. En sonunda ona bunları söyledim. | Open Subtitles | حتي عندما يكون مخطئا لذا في النهاية دعوته عليه. |
Yalnızca, kuraklığın aşırı olduğu zamanlarda karanın ve suyun bu büyük avcıları karşı karşıya gelir. | Open Subtitles | فقط عندما يصبح موسم الجفاف باعثا على اليأس هؤلاء الصيادين العظيمين لليابسة والماء من المحتمل أن يلتقوا وجها لوجه |