Eğer Carolyn'in ölümünden bir şey öğrendiysem o da hayatın kısa olduğudur. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء تعلمته من وفاة كارولين هو أن الحياة قصيرة |
Burada gördüğümüz dilin bir kritik öğrenme süreci olduğudur. | TED | وما نلحظه هنا هو أن الفترة العمرية حاسمة في تعلم اللغة. |
Öğrendiğimiz model değişiminin zor olduğudur. | TED | ما نتعلمه منها هو أن تغيير النماذج صعب. |
Konunun zorluğunu biliyorum ama tüm bu olanlardan öğrendiğim bir şey varsa o da Amerikan halkının ne kadar dirayetli olduğudur. | Open Subtitles | أعلم انه تعديل، ولكن ان تعلمت شيء واحد من هذا هو أن الشعب الأميركي مرن هم مرنون. |
Akılda tutulacak şey bunun kesinlikle harika bir haber olduğudur. | TED | الشيء الذي يجب أن نأخذه بعين الاعتبار هو أنّ هذه أخبار سارّة. |
Edward Bloom hakkında söylenecek tek şey sosyal olduğudur ve insanlar onu severdi. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيئا واحدا يمكن أن تقوله حول إدوارد بلوم فهو أنّه كان شخصا إجتماعيا والناس يميلون إليه |
Bilmediğiniz, bu çorabı onun başına örenin erken boşalma sorunu olan ve bu gazeteci tarafından iyi tanınan boktan bir herif olduğudur. | Open Subtitles | ولكن مالا تعرفوه هو أنه كان قد تم نصب فخا له من فتى مثير للشفقة مجنونا شخصا أعرف أنه يعجز |
Söylediğim şey basitçe bu yaklaşımımızın sürdürelemez olduğudur. | TED | ما أقوله هو أن مقاربتنا هي بكل بساطة غير مستدامة. |
Şehir planlamacısı olarak eğer öğrendiğim bir ders varsa hayatımda, o da açık alanların bir gücü olduğudur. | TED | إذا كان هناك أي درس ما تعلمته في حياتي كمخططة للمدينة، هو أن الأماكن العامة لها السلطة. |
Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğudur. | TED | الشيء الآخر الذي بدأنا ندركه هو أن العِرْق هو مؤشر ضعيف على التعددية. |
Birincisi, sosyal ilişkilerin gerçekten yararlı olduğudur ve yalnızlıksa öldürür. | TED | الأول هو أن الصلات الاجتماعية هي فعلا جيدة بالنسبة لنا، وأن الوحدة تقتل. |
Yaptığımız son ve muhtemelen en zorlu keşif çocukların herkes için şehir dostu olduğudur. | TED | آخر وربما أهم ما اكتشفناه هو أن المدينة الصديقة للطفل هي بالأساس مدينة صديقة للجميع. |
Söylemek istediğim, mimarlık için şimdi bir şeyleri sadece temsil etme değil, "şey"leri tekrar yapma zamanı olduğudur. | TED | ما أعنيه بذلك هو أن الوقت قد حان لأن تعود العمارة إلى فعل الأشياء, لا أن تكتفي بتمثيلها. |
Belirtmek istediğim görüş, ağların değerli olduğudur. | TED | حسناً، النقاش الذي أرغب في طرحه هو أن للشبكات قيمة. |
Konunun zorluğunu biliyorum ama tüm bu olanlardan öğrendiğim bir şey varsa o da Amerikan halkının ne kadar dirayetli olduğudur. | Open Subtitles | أعلم انه تعديل، ولكن ان تعلمت شيء واحد من هذا هو أن الشعب الأميركي مرن هم مرنون. |
Bildiğim bir şey varsa, o da bunun sonuncu katliam olduğudur. | Open Subtitles | ما أعرفه بالتأكيد... هو أنّ ليلةَ أمس، هي ليلة المذبحة الأخيرة. |
Kahraman tiplerden öğrendiğim bir şey varsa o da her zaman umut olduğudur. | Open Subtitles | ما تعلّمته منكم يا معشر الأبطال هو أنّ هناك أملاً دائماً |
Edward Bloom hakkında söylenecek tek şey sosyal olduğudur ve insanlar onu severdi. | Open Subtitles | فهو أنّه كان شخصا إجتماعيا والناس يميلون إليه ذات ليلة، كان عائدا من جولة علي الطريق استمرت لثلاثة أسابيع |
Bilmeniz gereken tek şey, Yüzbaşı Mayers'in bir savaş kahramanı olduğudur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يجب ان تعرفوه ان هذا الرجل, كابتن مايرز ، انه هنا انه بطل حرب |
Stan hakkında bilmeniz gereken tek şey dünyada en sevdiği iki şeyin biberonu ve muzları olduğudur. | Open Subtitles | حسناً، ما يجب أن تعرفوه عن (ستان)، هو أنّ أكثر ما يفضّله في العالم، هما زجاجته و موزه |