| Verimizle yapacağımız en iyi şeyin onun uluslararası erişime açık olmasını sağlamak olduğuna karar verdik. | TED | لذا، قررنا أن أفضل ما سنفعله ببياناتنا هو ضمان وصول الجميع إليها |
| Phoebe, piknik fikrinin biraz şey olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | حسنا، فيبى، قررنا أن فكرة المتنزه لم تكن |
| Herkes için iyi olanın bu olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لكن والدك سينتقل لقد قررنا أن هذا أفضل للجميع |
| Yapmamız gereken ilk şeyin aynı anda tüm başkentlerde ortak bir bildiri yayınlanması elimizdeki bilginin ilân edilmesi işlenen suçun korkunçluğunun ifade edilmesi ve olanca nefretle kınanması olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | وقررنا أن واحداً من الأمور التى يتحتم علينا القيام بها هو الأدلاء ببيان قوى كل من عاصمته، وفى الوقت ذاته |
| Ve çocuklar hakkında dediklerinin doğru olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | وقررنا أن ما قلتيه حول الأطفال كان صحيحاً |
| Neler döndüğünü müdüre söyledim ve, aa, kafamı toplayana izin almamın benim için en iyisi olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لقد اخبرت الرئيس بما كان يحدث. ولقد قررنا انه من الافضل لي الحصول على اجازة طبية حتى استعيد توازني |
| Sonra ikimizin de almamasının en iyisi olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لكن اخيرا نحن قررنا انه من الافضل لو انه لا احد منا يأخذها |
| Juanita, annesinin canını acıttığımı düşününce, doğruyu bilmesinin, en iyisi olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | لذا، عندما ظنّت (خوانيتا) أنني ربما أؤذي والدتها، قرّرنا أنه من الأفضل أن تعرف الحقيقة |
| Kocamla konuştuk ve Michael'a senin babası olduğunu söylemenin en doğru şey olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | قرّرنا أنه من الأفضل لنا أن نُخبر (مايكل) بشأنك |
| Tony'yle yaptığımız müzakere sonucunda durumumuz için en uygun yargılamanın Eski Yunanlıların uzun zaman önce kullandığı bir yargılama türü olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | بالتشاور مع توني قررنا أن أفضل محاكمة في حالنا هذا هي نوع كانت تستخدم منذ ابد بعيد في اثينا |
| Biz en iyisinin, sözleşmeyi benim adıma yapmak olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | قررنا أن أفضل طريقة هي كتابة العقد بإسمي |
| Ama, onu değerlendirdik ve bir psikopat olduğuna karar verdik. | TED | ولكن، لقد قمنا بتقييمه. وقد قررنا أن ما هو عليه هو أنه مضطرب العقل". |
| Dünyanın biraz Bronx çeşnisine ihtiyacı olduğuna karar verdik, biz de toplanıp Ghetto Gastro'yu oluşturduk. | TED | قررنا أن العالم بحاجة لبعض بهارات برونكس لذا قمنا بالحشد لها، وشكّلنا "غيتو جاسترو" |
| Hafif takıntılı olduğumuz için oyunları canlı izlemek istedik, ABD'de İspanyolca konuşan ağlardan birinin başlamamız için en iyi yer olduğuna karar verdik. | TED | ولأننا مهووستان بالقدر نفسه، أردنا مشاهدة البث المباشر للمباراة، قررنا أن إحدى الشبكات الأمريكية الناطقة بالإسبانية، هي الأفضل لنا للبدء. |