Beyaz bir adam aniden beliriyor ve onun büyük-büyük-büyükbabasının köleleri olduğunu ve büyük-büyük-büyük-büyükannemizin o kölelerden biri olduğunu öğrendik. | TED | فظهر رجل أبيض اكتشفنا أن أسلافه كانوا يملكون عبيدًا، وأن جدتي الكبرى كانت واحدة منهم. |
Çünkü anahtarın, kanın olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | لأننا اكتشفنا أن دماءك هي المفتاح للمفتاح |
Ray üzerinde bir tren daha olduğunu öğrendik ve birbirLerine doğru iLerLiyorLar kahretsin! | Open Subtitles | لقد عرفنا للتو بأن هناك قطار آخر على السكة ويتجه مباشرة إلى القطار الهارب |
Bugün, bu sabah, onun dördüncü evrede karaciğer kanseri olduğunu öğrendik. | TED | اليوم، هذا الصباح، علمنا أن لديها سرطان كبد من الدرجة الرابعة |
Aramızda bir sivil polis olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | نكتشف أن احد أعضاء الفريق هو شرطي متخفي |
Bize tütün sektörünün topluma karşı dürüst davranıp davranmadığını söyleyebilecek içeriden birinin var olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | منظمة الأغذية والأدوية علمنا من مُطلع داخلي يمكنه أن يطلعنا إذا ماكانت صناعة التبغ |
10 katı belki de çok daha fazlasının olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | ولقد إكتشفنا أن هناك عشرة أضعاف هذا العدد وربما أكثر |
Üç Iraklı ilticacının söylediklerinden, 1990 yılının sonlarında Irak'ta pek çok mobil biyolojik silah laboratuvarı olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | بواسطة 3 من المعارضين العراقيين عرفنا بأن العراق في أواخر 90 لديه مختبرات أسلحة بايولوجية متنقّلة |
Bay Dj. Büyük Dix'in koca bir moron olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | لقد توصّلنا إلى أنّ الدي جي "بيغ ديكس" هو أبله كبير |
Virüsün değiştirilmiş olduğunu öğrendik, başka bir bileşikle birleştirilmiş. | Open Subtitles | اكتشفنا أن الفيروس كان معدلاً ممزوج بمركب آخر |
Swaziland'da Barış Gönüllüleri adına çalışırken kıtada en fazla HIV virüsü bulaştıranların kamyoncular olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | عندما كنت متطوّعة في (سوازيلاند)، اكتشفنا أن سائقي الشاحنات أكبر ناقلي داء السيدا في القارّة |
Evet, Amanda'nın Montreal'de olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | أجل، اكتشفنا أن (أماندا) في (مونتريال). |
Amanda'nın Montreal'de olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | اكتشفنا أن (أماندا) في (مونتريال). |
Ölü adamın kim olduğunu öğrendik. Bunu basından saklarsak iyi olur. | Open Subtitles | لقد عرفنا الرجل الميت من الافضل ان لا نعلم الصحافة |
Kırmızı Başlıklıların arkasındaki adamın sen olduğunu öğrendik sence Penguen'le köpeğinin bunu öğrenmesi ne kadar sürer? | Open Subtitles | دعني أسأل، لقد عرفنا أنك الرجل الذي وراء العصابة كم في رأيك سيحتاج البطريق وكلبه من الوقت ليعرفوا؟ |
Tıpkı Dünya gibi, Güneş'in etrafında dönen komşu gezegenler olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | علمنا أن الكواكب المجاورة لنا تدور حول الشمس، تماما مثل الأرض. |
Bir sonraki durağım Dallas, Teksas'tı. Berberlerin sadece istekli değil, bunun yanında müşterilerinin ve topluluklarının sağlığını düzeltmek için gerekli sağlık hizmetlerini sunma konusunda tam katılımlarıyla harekete geçecek yeterlilikte olduğunu öğrendik. | TED | كانت المحطة التالية من رحلتي هي دالاس، تكساس، حيث علمنا أن الحلاقين ليسوا راغبين فقط، بل قادرين تماماً على التشمير عن سواعدهم والمشاركة في تقديم الخدمات الصحية اللازمة لتحسين صحة زبائنهم ومجتمعاتهم. |
Aramızda bir sivil olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | نكتشف أن احد أعضاء الفريق هو شرطي متخفي |
Bize tütün sektörünün topluma karşı dürüst davranıp davranmadığını söyleyebilecek birisinin olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | علمنا من مُطلع داخلي يمكنه أن يطلعنا إذا ماكانت صناعة التبغ صادقة مع الناس أم لا |
Radikal bir değişim sağlamanın en etkili yolunun, geçmişte de kanıtlanmış olduğu üzere şiddete başvurmak olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | حيث إكتشفنا أن الطريق الوحيد الأكثر فعاليه هو أن نتسبب فى تغيير متطرف .... ثبت تاريخيا أنه طريق |
Üç Iraklı ilticacının söylediklerinden, 1990 yılının sonlarında Irak'ta pek çok mobil biyolojik silah laboratuvarı olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | بواسطة 3 من المعارضين العراقيين عرفنا بأن العراق في أواخر 90 لديه مختبرات أسلحة بايولوجية متنقّلة |
Bay Rhode Nina Sharp'ın bir hain olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | سيّد (رود)... توصّلنا إلى أنّ (نينا شارب) خائنة. |