Yemin ederim, TV'de resmini görür görmez o adam olduğunu anladım. Buradan. | Open Subtitles | أقسم، حالما رايت الصورة على التلفاز عرفت أنه هو ، من هنا |
Şimdi büyüdüm ve yaptığının numara olduğunu anladım. | Open Subtitles | الآن بعد أن كبرت، أدركت أنه كان مجرد ردة فعل |
Sonra gerçekten, önemsediğim tek lüksümün özgürlük olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك أدركتُ أنّ الرفاهيّة الوحيدة التي تهمّني حقاً هي الحرّيّة |
Jüriye görünce başının dertte olduğunu anladım. | Open Subtitles | أدركتُ أنّه في مأزق حين رأيت هيئة المحلفين تلك |
İşte o zaman saldırı başladığında onunla olduğunu anladım. | Open Subtitles | وكانت ثقيلة جداً عليها لكي تحملها لوحدها وذلك كيف عرفت أنك كنت معها |
Resmini gördüğüm zaman, bu dünyada bir kardeşim olduğunu anladım. | Open Subtitles | فى اللحظة التى رايت فيها الصورة, عرفت ان لى اخ فى هذا العالم. |
Ve kurşun kalemle yazılmış olan bir tane görünce, ya senin ya da Brittany'nin olduğunu anladım ve senin imlan daha iyi. | Open Subtitles | بطاقات التقييم وعندها رأيت واحدة مكتوبة بقلم ملون علمت أنه إحداكما |
Saç traşından kaçan çocuklardan biri olduğunu anladım. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك كنتِ نموذجاً قصة الشعر ، ثياب القضايا الحكومية |
O anda bunun önemli bir şeyin başlangıcı olduğunu anladım. | Open Subtitles | وفي ذلك الحين، عرفت أن ذلك كان بداية لشيء مهم |
Fakat bakire olduğunu duyduğumda fazladan yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. | Open Subtitles | لكن لحظة سماعي عن عذريتها علمت أنها تحتاج مساعدةً إضافية |
Ama sonra, Meru'nun, onun için tutunacak bir dal olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن أدركت أن ميرو بالنسبة له هو شيء يستحق التمسك به |
Ama ayrıca senin ne kadar hazır olduğunu anladım. | Open Subtitles | لكن .. أنا أدرك أيضاً كم أنت مستعد |
Bana saldırdıktan sonra, biraz yatıştırıcıya ihtiyacı olduğunu anladım. | Open Subtitles | بعد أن هاجمني، عرفت أنه يحتاج لبعض الاسترضاء. |
Sonra adının yanlış yazıldığını görünce o olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن عندما رأيت الخطأ .. الهجائي في اسمه عرفت أنه الذي وقّع عليها |
Başta başka bir şey sandım ama sonra alyansı olan evli biri olduğunu anladım. | Open Subtitles | في البداية اعتقدت أنه خاتم عاديّ ثم بعدها أدركت أنه رجل متزوّج ولديه خاتم زواج |
Ama bir gün onu yitirince son kez olduğunu anladım. | Open Subtitles | ...وبعد ذلك عندما ... وعندما لم أعد أحصل على ... ... أدركت أنه كان في الأخير... |
Ve işte o an, problemin ne saçımda ne diş tellerinde ne de herhangi bir şeyde olduğunu anladım. | Open Subtitles | "وبتلك اللحظة، أدركتُ أنّ المشكلة لم تكمن بشعري مطلقاً" "أو بتقويم أسناني أو ما شابه كنتُ أنا المشكلة" |
Oraya gittiğim zaman bunun kötü bir fikir olduğunu anladım. | Open Subtitles | و... حسناً، عندما وصلتُ إلى هناك، أدركتُ أنّه كان أمراً سيئاً. |
Bak Virginia, seni tanıdığım an doğru insan olduğunu anladım. | Open Subtitles | ؟ فرجينيا من اللحظة التي رأيتكُ فيها عرفت أنك توأم روحي |
Adresi gördüğüm zaman bir şeyler olduğunu anladım. | Open Subtitles | لقد عرفت ان هناك شىء سيء عندما رايت العنوان |
Önceleri en iyi arkadaşım babamdı ama babamla arkadaş olmamın tuhaf olduğunu anladım. | Open Subtitles | -في السابق, صديقي المفضل كان أبي, لكنني علمت أنه من الغريب أن تصادق أباك. |
Saç traşından kaçan çocuklardan biri olduğunu anladım. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك كنتِ نموذجاً قصة الشعر ، ثياب القضايا الحكومية |
Ve birdenbire, bunların hepsinin - silah, bombalar, devrim - Marla Singer isminde bir kızla ilgili olduğunu anladım. | Open Subtitles | فجأه ، عرفت أن كل هذا (المسدس .. المتفجرات .. الثوره) |
İşe başladığı gün hırsız olduğunu anladım. | Open Subtitles | علمت أنها كانت سارقة في اليوم الذي بدأت فيه. |
Seni 1975 yılında tekrar gördüğümde zaman yolculuğunun tek açıklama olduğunu anladım. | Open Subtitles | لمّا رأيتك مجددًا عام 1975 أدركت أن السفر الزمنيّ هو التفسير الوحيد |
Tamam Sezar' ın kim olduğunu anladım ama martın fikirleri de ne demek? | Open Subtitles | .كلا, أنا أدرك من هو القيصر لكن "أفكارمارس"؟ |
Dediklerini düşündüm ve daha fazla eğleneceğin birisi olduğunu anladım. | Open Subtitles | .. كنت أفكر فيما أخبرتني به وأدركت أن هناك شخصاً آخر ستستمتع بوقتك معه أكثر |
İlk bakışta o olduğunu anladım. | Open Subtitles | علمتُ بأنهُ كان هُو منذُ الوهلة الأولى. |
Seni ilk gördüğüm anda, senin "o" olduğunu anladım. | Open Subtitles | منذ أن رأيتكِ للوهلة الأولى، عرفت أنكِ توأم روحي. |