"olduğunu düşünüyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يعتقد أن
• اعتقد أن
• اعتقد أنه
• ظنت أن
• كان يظن بأن
• ظن انه
• ظنّ أنّه
• اعتقدت بأنها
• إعتقدت أن
• يظن أنه
• يعتقد انه
• يعتقد أنّ
• ظن أن
• ظنّت أنّها
• إعتقد

Nicholas Ballard kristal kafatasının bir aktarım cihazı olduğunu düşünüyordu.
نيكولاس بالارد كان يعتقد أن الجمجمة هى وحدة نقل آنى

Bunu yapmak istemişti çünkü herkes bunun imkansız olduğunu düşünüyordu.
أنه يريد فعل هذا لأن الكل اعتقد أن هذا مستحيل

Ama son defasında işi tamamlayamadığı için bana borçlu olduğunu düşünüyordu.
ولكن اعتقد أنه كان مديناً لي بما أن القضية الأخيرة لم تنجح.

Birisinin peşinde olduğunu düşünüyordu yani sizden yardım ya da kalacak yer istemiş olabilir.
ظنت أن شخص ما كان يلاحقها لذا ربما كانت تطلب منكِ المساعدة أو مكانًا للبقاء

- General, her şeyin yolunda olduğunu düşünüyordu.
-الجنرال سايدلمان كان يظن بأن كل شيء على ما يرام

Harika biri olduğunu düşünüyordu ve bu da çok seksiydi.
ظن انه كان رائعًا، و ان هذا كان مثيرا جدًا.

Ama adam haklı olduğunu düşünüyordu. Gerçi artık buradayım.
ظنّ أنّه على حق رغم ذلك أنا هنا الآن

O kadar özel olduğunu düşünüyordu ki, vadideki ayak takımıyla muhattap olma gereği duymadı ve vadi kızı Brook'un bunu bildiğinden emin oldu.
اعتقدت بأنها مميزة جدًا لم تكن بحاجة للاختلاط مع أراذل الناس من الوادي وحرصت بأن فتاة الوادي بروك يعلم بذلك

Kocasının hobisinin otoriter kadınla kırbaç saklamaca oynamak olduğunu düşünüyordu.
إعتقدت أن زوجها كان يلعب إخفاء السوط مع معالجته للسيطره

Bunu bedel olarak gördü. Karma olduğunu düşünüyordu.
كان يظن أنه رد دين أو أنه عاقبة أخلاقية

Kapakta olduğunu düşünüyordu, ama olmadığını öğrendiğinde çıldırdı.
يعتقد انه يفترض أن يكون على الملصق لكن عدوانه خرج عندما تبين له أنه لم يكن

Bazıları sorunun fazla kalori tüketimi olduğunu düşünüyordu.
البعض يعتقد أن السبب يكمن في استهلاك كميات كبيرة من السعرات الحرارية.

Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba.
لم تكن غلطته كان يعتقد أن ذلك طريق للخروج لقد خدعوه جيدا

Üzgünüm... Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba.
متأسفة، لم يكن المذنب، ربما اعتقد أن ذلك مخرجه الوحيد

- Ted, adamın Dex'le ilgili sıkıntıları olduğunu düşünüyordu ve olayların üst üste geldiğini söylemişti.
تيد اعتقد أنه كان قاسى قليلا مع ديكس وشئ قد قاد للأخر

Geçen hafta dolabın kapağını açamıyordu çünkü içinde korkunç bir şey olduğunu düşünüyordu.
الأسبوع الماضي، رفضت حتى فتح باب خزانتها لأنها ظنت أن هناك شيئًا مخيفًا بالداخل.

Senin hakkında bile. Pete, Patty'nin seni işe almasının çılgınca olduğunu düşünüyordu.
بشأنكِ أيضاً، (بيتر) كان يظن بأن (باتي) كانت مجنونة بتعيينكِ

Önce Joseph olduğunu düşünüyordu ama Joseph ile konuştuktan sonra sen olduğunu anladı.
فى البدايه ظن انه جوزيف لكنه بعد ان سال جوزيف عن هذا اتضح انه انت

Buster olduğunu düşünüyordu, ancak ortada kaygı verici bir işaret vardı.
باستر)، ظنّ أنّه بمقدوره فعل ذلك) أيضاً لقد كان هنالك نذير شؤم

"The Bold and the Beautiful" dizisinin Stephanie Forrester'ı kendinin çok olduğunu düşünüyordu.
ستيفاني فوريستر شخصية مسلسل " الجريء والجميلة " اعتقدت بأنها جميلة ومميزة

Çünkü Stephen denen o adam Brent Corrigan adının sözleşme gereği hâlâ ona ait olduğunu düşünüyordu.
لأنه يبدو أن ذلك الفتى "ستيفن" يظن أنه ما زال محتكراً لك وفقاً للعقد كـ"برينت كوريجان".

Adli tabip onun kendisini alnının ortasından vurmasında bir gariplik olduğunu düşünüyordu.
الطبيب الشرعى يعتقد انه أمر غريب ان يُطلق النار على نفسه فى منتصف جبهته

Her kime çarptıysa uzağa sürüklendiğini ve hala hayatta olduğunu düşünüyordu.
يعتقد أنّ لربّما من صدمه لا يزال حياً وزحف مُبتعداً.

Mutfakta bulunan kan çok fazla değildi ve Reichman onun kanı olduğunu düşünüyordu.
لم يكن هناك دم كثير فى المطبخ و "رايكمان" ظن أن هذا الدم يخصه

Kendra, prenses olduğunu düşünüyordu.
ظنّت أنّها كانت أميرة.

Etiğin, anlık bir karar verirken doğru yolu bulmak üzere, en iyi şekilde hüküm verme yetimizi kullanma meselesi olduğunu düşünüyordu.
إعتقد أن الأخلاق عبارة عن مجموعة من القرارات نتخذها بين فترة وأخرى باستخدام حكمتنا للعثور على المسار الصحيح.