Paranoyak olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أنا .. فيل، نظرة، أستطيع أن أرى لماذا كنت بجنون العظمة قليلا. |
Evet, seyircilerin yarısının benimle aynı fikirde olduğunu görebiliyorum ve geriye kalanları ikna için yapılacak çok işim var. | TED | أرى أن نصف الحضور يتفق معى، و لكن يتبقى النصف الآخر لكى أقنعه. |
Üzgün olduğunu görebiliyorum, lütfen oturup, konuşalım. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أنك مستاء لكن دعنا نجلس ونتحدث عنها |
Çok uzaklardan bile ne kadar gergin olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى كم أنت مشدوده من على بعد ميل |
Sonra her şeyin elektronlardan ibaret olduğunu görebiliyorum. Çarpışıyorlar, geziyorlar, oynuyorlar. | Open Subtitles | وثم أستطيع رؤية كل شيء مثل الإلكترونات تصطدم و عائمه وتمرح |
Evet, öyle olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أجل، أستطيع أن أرى أنّكِ آسفة. |
Kapatmaya çalışıyor olsan bile seksi bir vücudun olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى أنكِ تحظين بجسد مثير, و مع هذا فأنت تغطينه |
Lanet Lawrence olduğunu görebiliyorum. Ne oldu ? | Open Subtitles | أرى أنه " لورينس "ْ ماذا حدث ؟ |
Sonumun o kitaptaki gibi olduğunu görebiliyorum. Emirlere uyup normalleştiğimi. | Open Subtitles | يمكنني رؤية أنني سأنتهي بذلك الشكل أنفذ الأوامر وأجد التسويات |
İyi, ikinizin çok fazla hikayeniz olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسنا ، هل أستطيع أن أرى قطعتين مضى عليهم الكثير من الوقت. |
Melek aurasına sahip olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى بأن لديك هالة الملائكة حولك |
Her an nerede olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | برنامج جديد حمّلته للتو، أستطيع أن أرى مكانها في أيّ وقت |
Bu alanda geçirdiğim yıllardan sonra, bunun mümkün olduğunu görebiliyorum. | TED | الآن، وبعد قضائي سنيناً في هذا المجال، أرى أن ذلك ممكن الحدوث. |
Ama burada da herşeyin aynı olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ولكنني أرى أن الأمور هنا تسير على نفس الطريق |
- Yetenekli olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أستطيع أن أرى أنك تملكين الموهبة. |
Büyük bir acı içinde olduğunu görebiliyorum, kardeşim. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أنك تعاني الكثير من الألم، يا صاح |
Çok uzaklardan bile ne kadar gergin olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى كم أنت مشدوده من على بعد ميل |
Evet, akıllı olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | نعم , أستطيع رؤية ذلك أنت حكيم جداً |
Kızgın olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى أنّكِ غاضبـة. |
Kapatmaya çalışıyor olsan bile seksi bir vücudun olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى أنكِ تحظين بجسد مثير, و مع هذا فأنت تغطينه |
Çok güçlü bir bükücü olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى أنه مُخضع قوي جداً |
İnançlı bir kadın olduğunu görebiliyorum. Ama kocanla aynı şeylere inanmıyorsun. | Open Subtitles | يمكنني رؤية أنكِ إمرأة مؤمنة، لكن لا تؤمنين بنفس الأشياء التي يؤمن بها زوجك |
Şu anda evine çok yakın bir yerde olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا أرى أنها بالمقربة من بيتها، حالياً |
şu anda biraz daha motive olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أرى بأنك متحفز كثيرا للقتال الآن. |
Rutherford'ı bilmem ama senin kocanın söylediği kadar zeki olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | لا اعرف بشأن رثرفورد,لكني استطيع ان ارى انك ذكية كما اخبرني زوجك |