Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. | TED | تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي. |
Zaman algınızın içerisinde bazı açıklar olduğunu hayal edin burada bilemezdiniz kendi hareketlerinizin duyusal sonuçlarından önce mi yoksa sonra mı geldiğini. | Open Subtitles | لذا , تخيل لو ان هناك بعض العجز في فهمك للزمن بحيث لاتعلم فيما أفعالك كانت تأتي قبل أو بعد النتائج الحسيّة |
Dünyada inşa ettiğimiz bir sonraki büyük ağın maddelerin nakliyesi için bir ağ olduğunu hayal edin. | TED | تخيل إن كانت الشبكة الكبرى التالية التي بنيناها في العالم كانت شبكة لنقل المادة. |
Örneğin, yalnızca kırmızı renkteki şeyleri görebildiğinizi ve geri kalan her şeyin size tamamen görünmez olduğunu hayal edin. | TED | تخيّل مثلا أنّك تستطيع رؤية الأشياء الحمراء فقط وأنّ كلّ شيء آخر كان غير مرئي تماما بالنسبة لك. |
Şöyle ki, yapılan blokların küçük atomlar olduğunu hayal edin ve burada bir hidrojen var, karbon var, nitrojen var. | TED | إذاً، يمكنك تخيّل بأن البنى الأساسيّة هي ذرات صغيرة ويوجد ذرة هيدروجين هنا، وذرة كربون هنا، وذرة نيتروجين هنا. |
Önünüzde bir daire olduğunu hayal edin. | TED | اتجهوا الى المقدمة. تخيلوا أن هناك دائرة أمامك، نعم؟ |
Böyle bir zekanın sizin ajandanızda olduğunu, bilgi ihtiyaçlarınızla ilgilendiğini ya da sevdiğiniz şeyler üzerinde olduğunu hayal edin. | TED | إذن تخيل إن تم إدخال هذا النوع من الذكاء في جدول أعمالك أو في ما تحتاجه معلوماتك، أو شيء من هذا القبيل. |
Ketçap şişesinde çelik benzeri, katı bir kütle olduğunu hayal edin. | TED | تخيل أن عبوة الكاتشب مليئة بمادة صلبة كالفولاذ. |
1 ile başlayın ve iki tarafında görünmez sıfırlar olduğunu hayal edin. | TED | تخيل الرقم 1 وبجانبه أصفار غير مرئية من الطرفين. |
Sizi bu tür tasarımlara yönlendiren internet tarayıcıları olduğunu hayal edin. | TED | تخيل لو أصبح لديك المتصفح الذي يساعدك علي الوصول لكل أنواع التطبيقات. |
Sadece bir anlığına, sürekli bakımın bir çocuk için nasıl olduğunu hayal edin. | TED | فقط تخيل لدقيقة ما ستكون عليه الرعاية السكنية لطفل. |
Ne kadar büyük çapta olduğuna dair fikir vermesi için, 5,600 metre... yüksekliğindeki bir dağın bir anda paramparça olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | لتأخذ فكرة عن مدى الدمار تخيل أن جبلا طوله 5600 متر انفجر نحو السماء |
Efendim, fikrin ben olduğunu, teknolojinin siz olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | الآن تخيل لو كنت أنا الفكرة و أنت التكنولوجيا |
Fakir bir ülkenin fakir bir şehrinde fakir bir ailede doğduğunuzu ve 28 yaşına gelmeden sayamayacağınız kadar paranızın olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | تخيل أنك ولدت في عائلة فقيرة في مدينة فقيرة، في بلدٍ فقير وفي الوقت الذي أصبح فيه عمرك 28 عامًا |
İşte elimizde kalan bu kayıt. (Kahkahalar) Ekranda birçok obje olduğunu hayal edin ve bu kişi burada olduğu gibi bir objeye dokundu- N'lerden biri- ve itti. | TED | فكل ما لدينا هو هذا التسجيل. ولكن تخيل وجود الكثير من الاشياء على هذه الشاشة ولمس الشخص احداها اي واحدة من العناصر وضغط عليها |
Haklarında şöyle 150 eleştiri olduğunu hayal edin, "Kilidi açık telefonları tutmakta çok iyiler!" | TED | تخيل لو توافرت عنهم 150 ملاحظة من كلام الناس، "إنهم رائعون في حمل هواتف غير مقفلة!" |
Böyle büyük bir atılım yapabilirsek Costa Rica’da yaptığımız bir çalışmada aşağıda keşfedilmeyi bekleyen başka bir şey olduğunu hayal edin. | TED | لو أننا نستطيع إحداث طفرة كبيرة فقط في دراسة أجريناها في كوستاريكا، وحينها، تخيّل ما الذي بانتظارنا اكتشافه بالأسفل. |
Şimdi o kapının kilitli olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | . الآن، تخيّل لو أنّ ذلك الباب كان مغلقاً |
Vücudumuzda en az beyin kadar ağır, bazı yönleriyle kim olduğumuz açısından da önemli olan, hakkında çok az şey bildiğimiz ve böylesine görmezden gelinen bir organ olduğunu hayal edin. | TED | لكن تخيّل لو كان هناك عضو مهمل في أجسامنا وكان وزنه يساوي وزن الدماغ وبطريقة ما كان هذا العضو بنفس الأهمية لنا ، لكننا كنا نعرف القليل جدا عنه وتعاملنا معه باستخفاف. |
Müziğin zaten var olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | تخيلوا أن كل الموسيقى موجودة هنا بالفعل. |