Sıra dışı olduğunu kabul etmelisin. Hayvanların Kralı? Tesadüf. | Open Subtitles | عليكَ الإعتراف بأنه أمر خارق للطبيعة , زعيم الوحوش ؟ |
Saklı kilerin olduğunu kabul ediyorsun yani? Yoksa kışı nasıl geçireceksin? | Open Subtitles | إذا فأنت تعترف أن لديك المزيد، وإلا كيف سيمر عليك الشتاء؟ |
- Aklında ne var bakalım? Monica'ya Daniel ile ilişkisi olduğunu kabul ettirebilirsen... | Open Subtitles | لو كان بامكانك ِ جعل مونيكا تعترف بأن علاقتها الغير شرعية كانت مع دانيال |
Her zaman yapman gereken, senin haksız ve onların haklı olduğunu kabul etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله، أن تعترف بأنك مخطئ وأنها هي دائماً على صواب |
Ama seksi bir kız olduğunu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | وعلى أية حال يجب أن تعترف بأنها فتاة مُثيرة |
Oğullarının değersiz üvey bir kızla ilişkisi olduğunu kabul etmek istemediler. | Open Subtitles | لم يكونا يريدان الإعتراف بأن ابنهم كان على علاقة بفتاة حقيرة متبناة |
Haklı olduğunu kabul etmek istemedim. | Open Subtitles | لم أرد الإعتراف بأنكَ كنت على حق. |
Anlayışımızın ötesinde güçler olduğunu... kabul etmekte başarısız olacağız. | Open Subtitles | سنفشل فى الاعتراف أن قوى العمل تفوق فهمنا |
Bana ümit vermesinin sebebi, ilk yapmamız gerekenin, bir problemimiz olduğunu kabul etmek. | TED | والسبب الذي يعطيني الأمل هو أن أول شيء هو الاعتراف بأن لدينا مشكلة. |
Debra'yı ne kadar korkunç bir durumda bıraktığının farkında mısın? Sırf pasaklı biri olduğunu kabul etmek istemedin diye. | Open Subtitles | هل تدرك برهابة ماشعرت به ديبرا فقط لانك لا تريد الاعتراف بأنك |
Dindar olduğunu kabul etmek istemiyor ama yanında bir Meryem Ana heykeli taşıyor. | Open Subtitles | لا يريد الاعتراف بأنه متدين لكنه يحمل معه تمثالاً للعذراء مريم |
Çok meşgul bir insan olduğunu kabul etmek zorundayım ve eminim ki senin çok az ilgini çekebilmek için yaygara koparan insanlar vardır. | Open Subtitles | يجب أن أعترف أنك رجل مشغول وأنا أعلم أن هناك أشخاص كثيرين يحتاجون الى أهتمامك بشكل خاص |
Yalan söylememi gerektiren bazı nedenlerim olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أنه قد يكون لديّ بعض الأسباب للكذب |
Bir boş kümenin tekil kompleks dizisinin sıfıra eşit olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | نستطيع أن نفترض أن السلسة المفردة تتكون من مجموعة خالية تساوي صفر. |
Sıra dışı olduğunu kabul etmelisin. Hayvanların Kralı? | Open Subtitles | عليكَ الإعتراف بأنه أمر خارق للطبيعة , زعيم الوحوش ؟ |
Yoksa hepimizin içinde bir canavar olduğunu kabul etmek mi istemiyorsun? | Open Subtitles | أو أنك لا تريد الإعتراف بأنه يوجد وحشاً داخل كل شخصاً منا؟ |
Gizlilik konusunda çekincesiz olsanız dahi bunun çok ileriye gitmek olduğunu kabul edersiniz. | TED | أعني، حتى لو كنت شهماً بشأن الخصوصيّة، آمل أن تعترف أن هذه خطوة متطرّفة. |
O zaman sana yöneltilen suçlamalarda, ...haklılık payı olduğunu kabul ediyorsun. | Open Subtitles | اذا أنت تعترف بأن هناك بعض المزايا على الاتهامات التي وجهت ضدك. |
Asıl kibarlık senin kalın kafalı olduğunu kabul etmen. | Open Subtitles | و من اللطف منك أيضاً أن تعترف بأنك أحمق |
Çok çekici biri olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | لابد أن تعترف بأنها امرأة جذابة. |
En azından kızının ve annenin tam olarak aynı görülere sahip olmasında sana da garip gelen bir şeyler olduğunu kabul edebilir misin? | Open Subtitles | هل يُمكِنُكِ على الأقل الإعتراف بأن هناك شئ غريب جداً عن الطريقه التى ترى بها ابنتك وأمك نفس الرؤى؟ |
Haklı olduğunu kabul etmek istemedim. | Open Subtitles | لم أرد الإعتراف بأنكَ كنت على حق. |
Yine de ihtiyarın haklı olduğunu kabul etmiyorum. | Open Subtitles | لا زلت أرفض الاعتراف أن الرجل العجوز كان محقا |
Karikatüristlerin editörü ile tanıştım ve ona karikatürün saçma olduğunu kabul ettirdim. | Open Subtitles | التقيت بمحرر الكاريكاتير لديهم وأجبرته على الاعتراف بأن ذلك الكاريكاتير بلا معنى. |
Uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve yardıma ihtiyacın olduğunu kabul etmeni. | Open Subtitles | الاعتراف بأنك مدمن مخدرات تحتاج إلى المساعدة. |
İyileşme için atılan ilk adım sorunun olduğunu kabul etmektir. | Open Subtitles | الخطوة الأولى في التعافي هي الاعتراف بأنه لديك مشكلة |
Ama iddiaların bir şekilde doğruysa, ve senin özel birisi olduğunu kabul etmeme rağmen ya da hile olsa da, etkileyici bir şey, beni seni hapse atmaya zorlama. | Open Subtitles | لكن إذا كانت عروضك حقيقية بشكل ما... فأنا أعترف أنك شخص مميز للغاية. وحتى لو كانت خدعة فهي إذن خدعة تثير الإعجاب. |
Şimdi, tek başına suçluları tutuklama sayının rakipsiz olduğunu kabul etmeliyim. | Open Subtitles | الآن، من ناحية الاعتقالات من غير طلب تعزيز أعترف أنه لا مثيل لسجلك |
Pekala, pekala, bunun doğru olduğunu kabul edelim. Bu bir şeyi değiştirir mi? | Open Subtitles | حسناً، دعنا نفترض أن ذلك صحيح، هل كان ذلك سيحدث تأثيراً ؟ |
Her şeyden önce, değişmenin zor olduğunu kabul edelim. | TED | في البداية، دعونا نعترف بأن التغيير صعب. |