Bir nedeni olduğunu söylemiyorum ama tüm kurbanları tanıyordu. | Open Subtitles | تم فصله منذ ثلاث سنوات لا أقول أن هناك دافعاً للقتل لكنه يعرف كل الضحايا |
Ve-ve sağlıklı bir tutum olduğunu ya da sevilmekten daha iyi olduğunu söylemiyorum ama ilgi odağı fırsatını yakalamak için yapmayacağım hiç, ama hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا لا أقول أن هذه عادة سليمة ولا أقول أن أفضل من أكون محبوبة ..لكن ليس هنالك شيء |
Annenin yaptığı şeyin doğru olduğunu söylemiyorum ama belki de hikayenin başka bir yönü var. | Open Subtitles | لا أقول أن ما تقوم به والدتكِ صحيحاً ولكن ربما هناك جانب آخر من القصة |
Gösterinin şu an olabileceği en iyi düzeyde olduğunu söylemiyorum ama... | Open Subtitles | . بالنسبة لهذه الأوقات الصعبة أنا لا أقول أن العرض ممتاز ...بما فيه الكفاية |
Gösterinin şu an olabileceği en iyi düzeyde olduğunu söylemiyorum ama... | Open Subtitles | . بالنسبة لهذه الأوقات الصعبة أنا لا أقول أن العرض ممتاز ...بما فيه الكفاية |
Bir bilim adamının hayatının herkese göre olduğunu söylemiyorum ama bu bize göre bir hayat. | Open Subtitles | ... أنا لا أقول أن حياة العلماء مناسبة لكل الناس ولكنها الحياة التي تناسبنا |
Tüm çakalların iyi olduğunu söylemiyorum, ...ama derinlerde bir yerde, Kai'nin öyle olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن كل "الجاكال" جيدين لكن أعلم في داخلي أن "كاي" ليس سيئاً |
Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum ama öyleydi. | Open Subtitles | أنا لا أقول أن هذا شيء سيء لكن ها هو |
Haliyle, Mobile, Alabama'da, işe alım müdürü kayıtta iken şunu söylüyor: ''Ben seninkilerin dağınık olduğunu söylemiyorum ama... | TED | وفي هذه الحالة، مديرة التوظيف في موبيل، ألاباما، تقول في تسجيل صوتي، "أنا لا أقول أن شعرك فوضوي، ولكن ... |
Kurgunun bir deprem kadar gücü olduğunu söylemiyorum. Ama iyi bir roman okuduğumuzda, kendi küçük apartman dairelerimizi arkamızda bırakıp daha önce hiç bir araya gelmemiş olduğumuz, hatta belki de ön yargılı olduğumuz kişileri tanımak için tek başımıza geceye dalarız. | TED | وأنا لا أقول أن الأدب الروائي له نفس أهمية الزلزال. ولكن حينما نقرأ رواية جيدة, فنحن نترك شققنا الصغيرة, المريحة خلفنا, ونمشي في الليل وحدنا, ونشرع بالتعرف على أشخاص لم نلتقيهم من قبل, وربما كنا نتحيز ضدهم. |
Nancy'nin yollu olduğunu söylemiyorum, ama onun bir sürü pencereden girip çıktığını görmüşlüğüm de var. | Open Subtitles | أنا لا أقول أن (نانسي) سهلة المنال. الامر فقط, لقد رأيتها تخرج و تدخل من العديد من النوافذ |
Bakın müvekkilimin Danimarka'daki en iyi manzara resimcisi olduğunu söylemiyorum ama en iyi birin içinde. | Open Subtitles | الآن، لا أقول أن موكلي هو أفضل فنان مناظر طبيعية في (الدنمارك)، لكنه الأفضل على الإطلاق. |