Mutlu olduklarında şaka yapıyorlar. Önemi yok. | Open Subtitles | إنهم يطلقون النكات عندما يكونون سعداء أنا لا أبالى |
İnsanlar kızgın olduklarında en zayıf noktalarına düşerler. | Open Subtitles | يكون الناس بأضعف حالاتهم دائماً عندما يكونون غاضبين |
İnsanlar kızgın olduklarında en zayıf noktalarına düşerler. | Open Subtitles | يكون الناس بأضعف حالاتهم دائماً عندما يكونون غاضبين |
Çocuklarımın mutlu olmasını istiyorum ve üzgün olduklarında onalrı en ağır yürek acısıyla seviyorum. | TED | أريد لأطفالي أن يكونوا سعداء و أحبهم بِحُرقْة عندما يكونوا حزينين |
- O asla, üzgün olduklarında onlara sarılmadı. | Open Subtitles | لم يضمهم بين ذراعيه ابداً عندما يكونوا حزينين |
Çok yetenekli olduklarında da yetilerinin ne kadar sıradışı olduğunu kavrayamazlar. | TED | وعندما يكونون أكفاء علي نحو ممتاز، لا يدركون مدي استثنائية قدراتهم. |
Tırlar dolu olduklarında, hep öyle sürtünüp geçerler. | Open Subtitles | الشاحنات تَقْشطُها دائماً عندما هم محمّلون أسفل. |
Hazır olduklarında niye bunları kendiniz söyleyemem? | Open Subtitles | لماذا لا تقول لهم أنت هذا عندما يكونون مستعدين ؟ |
Arabulucular, kendileri rehine olduklarında daha esnek olurlar. | Open Subtitles | المتفاوضون يميلون بأن يصبحوا قابلين للاقناع قليلاً عندما يكونون هم الرهائن |
Mutlu olduklarında içerler. Üzgün olduklarında içerler. | Open Subtitles | يشربون عندما يكونون سعداء يشربون عندما يكونون حزناء |
Bazen, insanlar uzakta olduklarında daha iyi çalışırlar. | Open Subtitles | أحياناً يبلي الأشخاص أفضل عندما يكونون بعيدين عن بعض |
Hazır olduklarında ateş açmalarını söyle. | Open Subtitles | أخبرهم أن يُطلقوا النار عندما يكونون جاهزين |
Onları mutlu olduklarında avlıyor. | Open Subtitles | هذا ما يبحث عنه. يأخذهم عندما يكونون سعداء. |
Endişeli ve tedirgin olduklarında bir yerlere takılmaları gibi. | Open Subtitles | لكن هذا ما يفعلوه دوماً يدفعون بأنفسهم عندما يكونوا متلهفين |
Yanıldıklarında, az zarar ederken, haklı olduklarında çok kazanıyorlardı. | Open Subtitles | لذلك عندما يكونوا مخطئين تكون الخسارة صغيرة لكن عندما يربحون يكون الربح ضخم |
Ateşin yakınında ve tok olduklarında keyifleniyorlar. | Open Subtitles | ارتياحهم عندما يكونوا دافئين , ولديهم طعام كافي |
Meşgul olduklarında, çocuklara zaman ayıramadıklarında... hiç kimse erkeklere bunun hesabını sormaz. | Open Subtitles | لا أحد يسأل الرجال عندما يكونوا مشغولين عندما لا يكون لديهم وقت لأولادهم |
At adamları hiç böyle gergin görmemiştim ki zaten sakin olduklarında bile tehlikeliler | Open Subtitles | لم ارى السينتورز ابدا هائجين لهذه الدرجة انهم يكونوا خطرين كفاية عندما يكونوا غاضبين |
Nadiren de olsa kanser oldular ... ... kanser olduklarında da şiddetli olmadı. | TED | يُصابون بصعوبة بالسرطان وعندما يُصابون به لا يكون حاداً |
Başarısız olduklarında, bu aptal olduklarındandır, ve başarılı olduklarında ise sınav çok kolay hazırlanmıştır. | TED | فلمّا أخفقوا كان ذلك بسبب غبائهم وعندما نجحوا كان ذلك لأنه تصادف وكان الاختبار سهلاً. |
Tehlikede olduklarında içgüdülerini dinlemezler. | Open Subtitles | هم لا يَستمعونَ إلى غرائزِهم الخاصةِ عندما هم في الخطرِ. |
Bazen birileri yardıma ihtiyacı olduklarında başkasının yardıma ihtiyacı olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | أحياناً يظن الشخص بأن أحداً اخر يحتاج إلى المساعدة لكنهم في الحقيقة هم الذين يحتاجونها |