Kariyerimin çoğunu biyoluminesens adı verilen olguyu araştırmakla geçirdim. | TED | لقد قضيت كل مسيرتي المهنية ادرس الظاهرة الحيوية التي تدعى الضوء الحيوي |
Bu görüntünün yüksek çözünürlükteki versiyonlarına ek olarak, babamla ben aynı olguyu kullanarak tamamen hacimsel görüntü için bekleyen yeni bir patent tasarımı üzerinde çalışıyoruz. | TED | إضافة الى نسخة ذات دقة أعلى من هذه الشاشة أعمل أنا وأبي حاليا على تصميم شاشة حجمية كاملة باستخدام نفس الظاهرة |
Elektrik temelli bu olguyu doğada görebilirsiniz. | Open Subtitles | أنها تقوم على الظاهرة الكهربائية الموجودة في جميع أنحاء الطبيعة. |
İnsanlar çok eski zamanlardan beri bu garip olguyu merak etmişlerdir ve şaşırtıcı biçimde hâlâ iyi bir açıklamadan yoksunuz, yine de uğraşıyoruz. | TED | فالناس يتساءلون عن هذه الظاهرة الغريب منذ الأزمنة الغابرة وبشكل مفاجئ ، لا زلنا إلى الآن لا نملك شرحاً مناسباً ولكن هذا ليس بسبب قلة المحاولة . |
Bizler bilim insanlarıyız özgün bir olaya net bir açıklama getirmek için her çeşit olguyu inceleyebilen kişiler değiliz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن ندرس كل متغيرات الظاهره لتحديد فهم دقيق لفعل معين |
Herkesin bunu biliyor fakat Merkez bu olağanüstü olguyu kâr amaçlı kullanan bir kooperatif. | Open Subtitles | ولكن المركز يستغل تلك الظاهره للربح |
Karmaşa olarak bilinen bir olguyu sergiler. | Open Subtitles | "مما تنتج الظاهرة المعروفة بـ"الفوضى |
Evet, bu olguyu hissettim. | Open Subtitles | أجل، لقد سمعت عن هذه الظاهرة |
Herkesin bunu biliyor fakat Merkez bu olağanüstü olguyu kâr amaçlı kullanan bir kooperatif. | Open Subtitles | ولكن المركز يستغل تلك الظاهره للربح |