Bize doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan ayrı olmadığımızı hatırlatıyor. | TED | انها تذكرنا اننا جزء من هذه الطبيعة واننا لسنا بمعزل عنها |
Fakat inanıyorum ki, erkekler olarak ayrıcalığımızı geride bırakmanın ve sorunun yalnızca bir kısmı olmadığımızı görmenin vakti geldi. | TED | ولكني أعتقد أننا كرجال، حان الوقت لنبدأ في رؤية ما وراء امتيازنا والاعتراف أننا لسنا فقط جزءًا من المشكلة. |
Çılgınca bir tahmin edicem ve dondurma aracında olmadığımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأستعمل طريقة التخمين و أقول بأننا لسنا في شاحنة المثلجات |
Yani, bir şeyler yapmamız gerektiğini ve güvende olmadığımızı sen söyledin. | Open Subtitles | أنتِ من قال أنه علينا فعل شئ و أننا لسنا بأمان |
Beni hedef alıyorsun çünkü ben... uzayın sonsuzluğunda yalnız olmadığımızı düşünüyorum, öyle mi? | Open Subtitles | هل تسخر مني لأنني أؤمن أننا لسنا وحدنا في هذا الفضاء الغير منتهي؟ |
Bu kitabın kopyalarını aradığımızı duyurduğumuzda bu arayışta yalnız olmadığımızı öğrendik. | Open Subtitles | حينما أعلنّا أننا نبحث عن نسخ للكتاب، وجدنا أننا لسنا الوحيدين |
En anlaşılmaz ipucunu bile kullanarak bizim karı-koca olmadığımızı belirlediniz. | Open Subtitles | إنّكَ استخدمت أكثر الاشارات الخفيّة غموضاً لتتبيّن أنّنا لسنا مُتزوجين. |
Bakın, ofiste olmadığımızı ve herkesin çok stresli olmasını anlıyorum. | Open Subtitles | انظروا، أتفهم أننا لسنا في المكتب والجميع تحت ضغط كبير |
Tipik bir lise olmadığımızı onları kabul ettiğimizi, güvende olduklarını? | Open Subtitles | اننا لسنا مدرسة نموذجية بأننا سوف نقبلهم بأنهم سيكونوا بخير؟ |
Yarın bitişik binanın sahibiyle konuşup ona memnun olmadığımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتكلم مع المالك الذى بجوارنا غداً وسأعلمه أننا لسنا سعداء |
Sen gelişmiş birisin ve o kadar farklı olmadığımızı kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت معزز بقوى و لقد قلت للتو أننا لسنا مختلفين كثيرا |
dedi. O zaman ona, ondan hiç de farklı olmadığımızı söyleyecek cesaretim yoktu. | TED | لم تكن لدي الشجاعة وقتها لأخبره لا، نحن لسنا بمختلفين عنه. |
Bu bile neden sıçan olmadığımızı göstermeye yeter. | TED | إذاً فهذا يوصلنا إلى نتيجة مهمة جداً، و هي أننا لسنا قوارض. |
Sıçanla karşılaştırıldığımızda özel görünüyor olabiliriz, evet, ama sıçan olmadığımızı bildiğimiz için bu adil bir karşılaştırma olmaz. | TED | بالمقارنة مع الجرذ، قد نبدو مميزين، نعم، لكن إنها ليست مقارنة عادلة، باعتبار أننا لسنا قوارض. |
Dinledikçe bize karanlıkta yalnız olmadığımızı hatırlatır biçimde. | TED | بطريقة تذكرنا ونحن نستمع بأننا لسنا وحدنا في الظلام. |
Ayrıca GSYİH'nın kölesi olmadığımızı gösteriyor. | TED | وكما يدلّ على أننا لسنا عبيدا للناتج المحلي الإجمالي. |
Tek başımıza olmadığımızı onlara göstermek için hayvanları çiziyoruz. | TED | نرسم حيوانات لنُبين لهم بأننا لسنا لوحدنا. |
Belki öyle olmak istesek bile özel olmadığımızı kabullenmektir. | TED | ربما حتى يكون القبول بأننا لسنا متميزين كما نأمل |
Dünyanın bütün zamanına sahip olmadığımızı farkettiğimizde önceliklerimizi daha net bir şekilde görmeye başlarız. Önemsiz olaylara daha az dikkate alırız. | TED | عندما ندرك أننا لا نملك كل الوقت الموجود في العالم. تتجلى أمامنا أولوياتنا بوضوح. لا نعير أدنى اهتمام للمسائل التافهة. |
Eskisi gibi bir çift olmadığımızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف اننا لم نعد الثنائي الذي كنا عليه سابقاً |
Bence insanların arasındaki farklılıklarına arayarak yalnız olmadığımızı ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد نَبْحثُ عنهم الإختلافات في بعضهم البعض لإثْبات بأنّنا لَسنا لوحده. |
Sadece birbirimize zarar vermek niyetinde olmadığımızı göstermek için bir yol. | Open Subtitles | وهذه هي الطريقة لنري بعضنا بأننا لا نريد الحاق الاذى بأحد |
Ve bizim bunlardan hiçbiri olmadığımızı görünce bizimle konuşmaya karar verdiler. | TED | ولذلك عندما تأكدوا أننا لم نكن أحد هؤلاء الأشخاص، قرروا أن يتكلموا معنا. |
Arkadaşlarımıza sadece zırhtan ibaret olmadığımızı gösterelim. | Open Subtitles | لنري صديقينا ان الجندي ليس مجرد سترة واقية من الرصاص |
Doğrudan temas halinde olmadığımızı biliyorlar. Habercileri seçiyorlar. | Open Subtitles | انهم يعرفون أنّنا لم نكن على اتّصال مباشر |
Orada olmadığımızı fark etmiyorlardır bile. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأنهم لاحظوا عدم وجودنا حتى |
Firmamız güvenliğinizi sağlamaktan memnun olacaktır tabii uygun olmadığımızı düşünmüyorsanız. | Open Subtitles | أن شركتنا مسرورة لتقوم بالتدقيق في العملاء الجدد من أجلك إلا إذا ، بالطبع تعتقد بأننا غير مناسبين |