| Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة |
| Tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğumuz için tekerlekli sandalye barında mı olmamız gerekiyor? | Open Subtitles | نحن مقعدان، لذا يجب أن نكون في حانة المقعدين؟ أهذا هو الأمر؟ |
| Olabileceğimiz en sert, en güçlü, en cesur erkekler olmamız gerekiyor. | TED | علينا أن نكون أقسى، وأقوى، وأشجع رجال يمكن أن نكون. |
| Oh, o zaman sanırım kötü olmamız gerekiyor, değil mi? | Open Subtitles | لا شىء. أوه، حسنا، اعتقد انه يجب علينا أن نكون سيئين، أليس كذلك؟ |
| Kötü olmamız gerekiyor, korkak değil. | Open Subtitles | . من المفترض أن نكون أشرار ، و ليس مخنثين |
| Hayal kurmamız, yaratıcı olmamız gerekiyor ve en kötü zamanlarda mucizeler yaratmak için tek ihtiyacımız olan şey bir macera. | TED | نحتاج أن نحلم، نحتاج أن نكون مبدعين، وجميعنا نحتاج أن نغامر لعمل المعجزات في أحلك الأوقات. |
| - Hayır, beraber olmamız gerekiyor. - Benden uzak dur, sapık! | Open Subtitles | كلا يفترض أن نكون معاً - أبتعدي عنها أيها المعتوهة - |
| Ve her zamankinden daha çok aynı şeyi düşünüyor olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | والان واكثر من اي وقت يجب ان نكون في نفس الصفحة |
| Millet, lütfen. Sadece sabırlı olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الجميع لطفاً نحنُ نحتاج لأن نكون صبورين فحسب |
| Gelmeseler bile, onların nasıl olduğu tecrübesine dayanan bir plan yapabiliyor olmamız gerekiyor. | TED | وحتى إن لم تأت، يجب أن نكون قادرين على التخطيط إن جاءت على أساس تجربتنا لما كانت عليه. |
| Lafımdan çıkmayacaksın. Bizim de tıpkı böyle sabırlı olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تستمع لي، يجب أن نكون صبورين هكذا. |
| Ve tam iki hafta, dört gün sonra da Elphinstone'da olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | و .. يجب أن نكون بعد اسبوعين وأربع أيام بالضبط قد وصلنا اليفستون، ارايت؟ |
| Saldırı ekibinin başarılı olamama ihtimaline karşı, teslim zamanından önce orada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نكون هناك فى حالة اذا فشل فريق الهجوم |
| Artık fazlasıyla dikkatli olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الآن نحن يجب أن نكون أكثر حذا و متيقظين جدا |
| Onu yakalayabilsek, onu almak için görünmez olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا افترضنا أننا سنلحق بها فسيتوجب علينا أن نكون غير مرئيين لهزيمتها |
| Sanırım biraz daha inandırıcı olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ربما ينبغي علينا أن نكون مقنعين أكثر بعض الشيء |
| Ama birlikte olmamız gerekiyor. Ders aldık. | Open Subtitles | لكن من المفترض أن نكون معاً لقد أخذنا فصولاً معاً |
| Büyük bir "ekip" olmamız gerekiyor ama "Sessiz birisin" beni olay dışında tutmak istediğiniz zaman kullandığınız mazeret. | Open Subtitles | أتعرفون من المفترض أن نكون تلك الجماعة المترابطة و لكن هذا هو العذر الذي تقولانه كلما أردتما أن تستبعداني من شيء |
| Ve uyum modunda daha ciddi olmamız gerekiyor. | TED | ربما نحتاج أن نكون أكثر جديا في مرحلة الإلتقاء. |
| Ben uzaydan geldim sen bir bilim kurgu yazarısın. Çok iyi arkadaş olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنا من الفضاء الخارجي وأنت كاتب قصص خيال علمي، يفترض أن نكون أفضل أصدقاء |
| Okyanuslar, hakikaten, bir aşamaya kadar dirençli ve toleranslı, ama bizim iyi bekçiler olmamız gerekiyor. | TED | والمحيطات ، في الواقع ، مرن ومتسامح إلى حد ما ، لكن يجب ان نكون اوصياء جيدون |
| Bir sonraki karşılaşmaya hazır olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لأن نكون مستعدين للمواجهة القادمة |
| Yani dikkatli olmamız gerekiyor büyük veriyi ele alıp ihtiyaçlarımıza göre şekillendirmemiz gerekiyor tümüyle insani ihtiyaçlarımıza göre. | TED | اذن علينا ان نكون اكثر حذرا و علينا ان نستفيد من البيانات بصورة تكمل الحاجات الانسانية |
| Dışarıda bir savaş var ve bizim de hazırlıklı olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إنَّها لحربٌ ضروسٌ بالخارجِ هناكـ ويجبُ علينا أن نكونَ متأهبينَ |
| Eğer bir kayaya çarpmazsak, ya da daha kötüsü olmazsa sabaha orada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يفترض ان نكون فى الصباح ان لم نصطدم بصخرة او يحدث ما هو اسوء |
| Onlar geldiğinde hala burada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | فقط علينا أن نتأكد من وجودنا هنا عندما يصلون |
| Çok dikkatli olmamız gerekiyor, çünkü bizi sadece köylüler değil Atlantis'ten gelen insanlar da arıyor. | Open Subtitles | مِنْ الضروري أَنْ نَكُونَ حذرينَ جداً لأنه لَيسَ فقط القرويّون يَبْحثون عنا ولكن كذلك الأشخاص مِنْ أطلانطس |
| Hayır, ulaşmadık. Londra'nın ortasında olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | -كلا، لم نفعل، من المفترض بأننا بوصت (لندن ) |
| Yoksa şimdi kanka mı olmamız gerekiyor? | Open Subtitles | أو يفترض بنا أن نكون صديقين حميمين الآن؟ |