Anlam kazanmamız ve iyi olmamız için Tanrı'ya inanmamız gerekmiyor. | TED | لا نحتاج الى الايمان بالله لنكون خيرون وليكون لحياتنا معنى. |
Açık olmamız için söylüyorum bu şirketi insanlara açıklamayacaksın, bunu anladın mı? | Open Subtitles | فقط لنكون واضحين أنت لن تأخذ هذه الشركة هل فهمت هذا ؟ |
Bu size garip gelebilir ama bence robotlar, bize daha iyi bir insan olmamız için ilham verebilir. | TED | أعلم أن هذا سوف يبدو غريبا لكني أعتقد أن الروبوتات يمكن أن تلهمنا لنكون بَشَرا أفضل. |
Her neyse, birbirimize dürüst olmamız için izin verelim böylece bu hafta sonu belki biraz yakınlaşabiliriz. | Open Subtitles | على أية حال، دعنا نعطي أنفسنا رخصة لكي نكون صادقين مع بعضنا البعض إذا يمكننا أخذ بعض الإغلاق هذه عطلة نهاية الأسبوع |
Bence geri dönebiliriz. Hasta olmamız için sebep yok. | Open Subtitles | أظن أنه لا بأس بأن نرجع لا يوجد سبب بأن نكون مصابين |
Ve babamın hayatında iyi yaptığı bir şey varsa o da beni ve kardeşimi güçlü olmamız için büyütmesidir. | Open Subtitles | وإذا كان هناك شىء واحد أجاد أبي فعله فهو تربيتنا أنا و أخي لنصبح أقوياء |
çünkü içimden bir ses hayalini kurduğumuz teknolojik yeniliklerin ve cihazlarımızın bize daha iyi insanlar olmamız için ilham verebileceğini söylüyor. | TED | لأنّ لديّ حدسا أن العديد من الابتكارات التكنولوجية لدينا، الأجهزة التي نحلم بها، يمكن أن تلهمنا لنكون بشرا أفضل. |
Kendimiz olmamız için bize fırsat tanıyan ve erkekliğin, kadınlığın nasıl olması gerektiğini söyleyen standartları empoze etmeyen bir dil. | TED | تلك المتعلقة بخلق مسافات لنا لنكون ذواتنا الأصيلة وأن لا نفرض هذا المعيار لما يجب أن تكون عليه الذكورة أو الأنوثة. |
Köye dönüp misafiri olmamız için ısrar ediyor. | Open Subtitles | أنه يصر على عودتنا إلى القرية لنكون ضيوفه |
Onunla tekrar arkadaş olmamız için böyle bir şey olması gerekti. | Open Subtitles | أخذ شيئا مثل هذا لي وله لنكون أصدقاء مرة أخرى . |
Öyleyse yeniden arkadaş olmamız için umut beslememeliyim? | Open Subtitles | لذا من المحتمل أن لا أفقد الأمل بالنسبة لنا لنكون أصدقاء ثانية؟ |
Tekrar birlikte olmamız için ufacık bir şans dahi varsa benim için yapmaya değer. | Open Subtitles | إذا كانت هناك فرصة لنكون معاً ثانية، فإنّها تستحقّ ذلك بالنسبة لي |
Uzaylılar artık burada, bizi kirletip onlar gibi olmamız için değiştiriyorlar. | Open Subtitles | الفضائيون كانوا هنا يلوثونا جميعا يغيرونا لنكون مثلهم ولهذا السبب قطعنا على نفسنا وعدا |
Kraliçe ve beni, sarayına misafir olmamız için davet ediyor. | Open Subtitles | وهي تدعونا أنا والملكة لنكون ضيفيها في المحكمة |
Beni işimden alıkoydun. Birbirimize karşı dürüst olmamız için beni buralara kadar getirttin. | Open Subtitles | أحضرتني من العمل لهنا لكي نكون صادقين مع بعض |
Yani birlikte olmamız için biraz daha beklemek senin için sorun olmaz değil mi? | Open Subtitles | اذا لن تمانعي الانتظار لوقت اطول لكي نكون معا |
Açık olmak gerekirse, arkadaş olmamız için rahmini görmeme gerek yoktu. | Open Subtitles | فقط لكي يَكون واضح، أنا لست بِحاجة إلى أَن أرى اعضائك لكي نكون أصدقاء. |
Şanslı olmamız için dua etsen iyi olur, ve şimdi benimle geliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تصلي بأن نكون محظوظين, والآن ستركب معي. |
Yanılıyor olmamız için dua ediyorum. | Open Subtitles | أصغ.. أنا أدعو بأن نكون مخطئين. |
Ama bunu ileriki zamanlarda daha dikkatli olmamız için bir uyarı olarak düşünebiliriz. Haberler iyi. | Open Subtitles | لنا جميعاً لنصبح أكثر يقظة في المستقبل |
"Sevgili olmamız için bir sebep yok." | Open Subtitles | لايوجد اي موسم بدون حبك |
" Bize merhamet ver mutlu olmamız için.." | Open Subtitles | "إرحمنا، ليتحقق هذا" |