Bu kürselleşme ve iyi bir şey. Milliyetçi olmamalıyız. | TED | العولمة، وهذا لا يعتبر إشكالا. لا يجب أن نكون ذوي نزعة وطنية. |
Dinle Tony, arabanı almam lâzım, buradan gitmeliyiz buralarda olmamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن أستعير سيارتك يا تونى يجب أن نقوم بجولة لا يجب أن نكون هنا الآن |
Burada olmamalıyım ve beraber olmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب عليّ التواجد هنا ولا يجب علينا أن نكون في علاقة |
Karanlıkta dışarıda olmamalıyız. | Open Subtitles | نحن لا يَجِبُ أَنْ نَكُونَ خارج في الظلامِ. |
Burada olmamalıyız ve beş dinozor var. | Open Subtitles | لا ينبغي لنا أن نكون هنا وأيضأً يوجد خمسة ديناصورات |
Bu yanlış. Burada olmamalıyız. | Open Subtitles | هذا لا يطمئن، يجب أن لا نكون هنا. |
Burada olmamalıyız diye düşünmeye başlıyoruz. | Open Subtitles | ..نبدأ بالتفكير بأنه ربما يجب ألا نكون هنا بالخارج |
Saygın olduğu sürece, seçici olmamalıyız. | Open Subtitles | طالما انه محترم فلا ينبغي أن نكون أشخاص صعب رضاهم |
- Burada olmamalıyız. - Tamam, kapıyı tut. | Open Subtitles | ينبغي ألا نكون هنا حسناً , فقط قفي حارساً هناك |
Burada olmamalıyız, bu kadar kolay olmamalı. Sana söylüyorum, bu bir tuzak. | Open Subtitles | لا يجب أن نكون هنا، ليس بهذه السهولة إنها مكيدة، وأنا أقول لك |
Çok tuhaf, beraber olmamalıyız diyen kişi sendin çünkü seni inciteceğim konusunda endişeleniyordun ve ben anlayamadım. | Open Subtitles | أتعلمى . هذا شئ ممتع إنتى القائله بأننا لا يجب أن نكون معاً. |
O çocukların rol modelleriyiz, merhametsiz olmamalıyız. | Open Subtitles | نحن قدوه لهؤلاء الصبيه, ولا يجب أن نكون بلا قلب. |
Birlikte olmamalıyız. | Open Subtitles | حسناً ، ربما لم يكن علينا أن نكون مع بعضنا، |
Bilmiyorum. Gitmeliyiz. Burada olmamalıyız. | Open Subtitles | لــست أدري،علينا الذهاب فحسبّ ليس علينا أن نكون فوق هــنا |
Eğer bu hoşuna gitmiyorsa, bence birlikte olmamalıyız. | Open Subtitles | وإذا أنت لا تَحْبُّ ذلك، ثمّ نحن لا يَجِبُ أَنْ نَكُونَ سوية. |
Burada olmamalıyız. Hadi çıkalım. | Open Subtitles | لا ينبغي لنا أن نكون هنا لنخرج |
Burada olmamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن لا نكون هنا. |
- Artık birlikte olmamalıyız Hannah. Artık birlikte olmamalıyız. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا يجب أن تكون مع بعضنا البعض، هانا يجب ألا نكون مع بعضنا البعض بعد الآن |
Gel hadi. Onun odasında olmamalıyız. | Open Subtitles | هيا لا ينبغي أن نكون في غرفتها |
- Burada olmamalıyız. - Orada nöbet tut. | Open Subtitles | ينبغي ألا نكون هنا قفي حارساً هناك |
Burada olmamalıyız. Onun gemisi ve onu rahat bırakmalıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا التواجد هنا, هذه سفينته و علينا أن نتركه يأخذها |
Kamboçya'da olmamalıyız... ama görevim bu. | Open Subtitles | نحن ليس من المفترض أن نكون فى "كمبوديا" ولكننى سأذهب هناك |
Malcolm'ın geri dönüş partisini kaçıranlardan olmamalıyız. | Open Subtitles | لا يُمكننا أن نكون الوحيدين (الذين فوتوا حفلة الترحيب بعودة (مالكولم |