Kabus gibiydi, tek farkı kabus olmamasıydı. | Open Subtitles | ،لقد كان كالحلم السيء عدا أنه لم يكن حلماً |
- Ve bu adam? Adamın dikkat çeken yanı dikkat çeken hiçbir tarafının olmamasıydı. | Open Subtitles | الشيء الذي كان مميزاً عنه أنه لم يكن هناك شيء مميز |
Benim pişman olduğum tek şey, o yatakta yatanların sadece ikimiz olmamasıydı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد يؤسفني هو أن أنه لم يكن مجرد لي ولكم. |
Bu projeyle ilgili en ilginç şey ise Beau ve bizim bunun işe yarayıp yaramayacağına dair hiçbir fikrimiz olmamasıydı. | TED | ما كان مثيرا حقاً في هذا المشروع هو أننا، وبو، لم تكن لديه أي فكرة عما إذا كان هذا سيعمل. |
İlki, şehir yönetiminde mevki sahibi olan iyi niyetli New Yorkluların göçmenlerin hukuki yaptırımlardan ne kadar korktukları hakkında hiçbir fikirlerinin olmamasıydı. | TED | أولاً، حسن نية سكان نيويورك الذين كانوا في حكومة المدينة يشغلون مناصب حكومية الذين لا يملكون أي فكرة كم كان خوف المهاجرين من المسؤولين القانونيين |
Ve RedBrigade'in ilginç bir yönü ise, çok uzman bir hacker olmamasıydı. | TED | حسنا، الجزء المثير للاهتمام في "اللواء الأحمر" هو أنه لم يكن مخترق متطور. |
Sorun kasada olmamasıydı. | Open Subtitles | لكنّ المشكلة... أنه لم يكن موجوداً بالخزينة |
Gizli olan şey, bunun ısıtma ve soğutma olmamasıydı. | Open Subtitles | السرّ هو أنه لم يكن تدفئة و تكييف! |
Kesinlikle Herkül senin en büyük günahın hırsın olmamasıydı! | Open Subtitles | بالضبط! ذنوبك يا (هرقل) أنه لم يكن لدي طموح! |
ve beni asıl şaşırtan şey ise çiftçilerin domuzlarından neler üretildiği konusunda en ufak bir fikirleri yok iken, tüketicilerin de --bizler gibi-- tüm bu ürünlerin içersinde domuz varlığı konusunda fikirlerinin olmamasıydı. | TED | والذي صدمني حقاً أن المزارعون لا يملكون أدنى فكرة عن الاشياء التي تصنع من قبل خنازيرهم والمستهلكون أيضاً - اي نحن - أيضاً لا نملك أي فكرة عن ذلك وعن تواجد " الخنازير " في المنتجات التي نستخدمها |