Bunun olmayacağına emin olman için tüm gücümle elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | انا افعل كل ما بإستطاعتي لكي اتأكد من عدم حدوث ذلك |
Jamie, bunun bir daha olmayacağına dair bana söz vermiştin! | Open Subtitles | جيمي انت وعدتني علي عدم حدوث ذلك |
Bay Collins, itirazı olmayacağına eminim. | Open Subtitles | سيد كولينز,أنا واثقة أنه لن يكون هناك أى أعتراض |
Bu arada size çok kaliteli bir kapuçino makinesi almıştım, düğün dernek olmayacağına göre,... | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك.. أهديتك صانعة قهوة سريعة.. ومن الواضح أنه لن يكون هناك أي عرس |
Demek öyle. Yalnız olmayacağına eminim. | Open Subtitles | لذا هو ذلك حَسناً، أَنا متأكّدُ أنك لَنْ تَكُونَ لوحدك. |
Uzun zaman önce burada olanlardan utanıyorum ve benim krallığımda bunların olmayacağına sizi temin ederim. | Open Subtitles | أنا خجلان مِنْ الذي حَدثَ هنا خلال السنوات الماضية وأُطمئنُك هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً في مملكتِي |
Asla onun gibi olmayacağına kendini inandırmaya çalıştın, pekâlâ. | Open Subtitles | أظن أنك إنتهيت من محاولة إقناع نفسك أنك لن تكون مثله |
Bu zaman canımızı yakmak istiyor ama bunun olmayacağına emin olacağım. | Open Subtitles | هذا الرجل يريد ايذاءنا ولكنني سأتأكد ألا يحدث هذا |
Eğer orda kölelik olmayacağına söz verirsem - ki bunun bittiğine saygılıyım - bu tutumum hükümetini ikna edecek mi? | Open Subtitles | اذا أعطيتك كلمتى انه لن يكون هناك عبودية اننى أرى ان هذه المؤسسة قد انتهت هل موقفى يؤثر على حكومتك ؟ |
Ve bekarlığa veda partisinde striptrizci olmayacağına bana söz verdirtti. | Open Subtitles | أوه. و لقد جعلتنى أقسم بأنه لن يكون هناك نساء عاريات فى حفلة إنتهاء العزوبية |
Bir sorun olmayacağına eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة من عدم حدوث مشاكل |
Ama yok. Mikaelsonlar bunun olmayacağına karar verdi. | Open Subtitles | لكن لا، قرر آل (مايكلسون) عدم حدوث ذلك. |
Sekiz koluna bakmış ve bir tanesinden vazgeçmenin çok da kötü olmayacağına karar vermiş. | Open Subtitles | نظرت للأسفل إلى أذرعتها الثمانية وقررت أنه لن يكون أمراً سيئاً للغاية التخلي عن ذراع واحدة |
Salonda çıplak bir adam olmayacağına söz ver ama. | Open Subtitles | فقط عديني أنه لن يكون هناك أيّ رجال عراة في غرفة الإستقبال |
Onun artık etrafta olmayacağına. | Open Subtitles | هي لَنْ تَكُونَ هنا |
Ben, bir daha olmayacağına dair söz istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُه أَنْ يَعدَ... بأنّه لَنْ يَحْدثَ ثانيةً. |
Ah, ve bir iyilik yap ve eğer gerçekten bir alkolik olduğun ortaya çıkarsa o sızlanan türden olmayacağına söz ver. | Open Subtitles | و قم لي بمعروف ان تبين أنك مدمن كحول فأوعدني أنك لن تكون من النوع المتذمر |
Ama bunun bir daha olmayacağına dair kendime söz verdim, eğer sevecek birini bulursam. | Open Subtitles | لكنني وعدت نفسي ألا يحدث هذا ثانيةً إذا وجدت شخص ما مثله. |
Artık aramızda daha fazla yalan olmayacağına karar verdik! | Open Subtitles | لقد اتفقنا انه لن يكون هناك اي كذب بيننا |
Düğün olmayacağına göre evde Şükran Günü yemeği yapabiliriz | Open Subtitles | يمكننا فعل عيد الفصح في بيتي إن أردت حيث بأنه لن يكون هناك حفل زفاف |