Yani, dövmesi olmayan tek kişi benim, bunun için düşündüm ki... | Open Subtitles | أقصد أنـا الشخص الوحيد الذي ليس لديه وشـم ... لكن بعد ذلك فكرت |
Yani, dövmesi olmayan tek kişi benim, bunun için düşündüm ki... | Open Subtitles | أقصد أنـا الشخص الوحيد الذي ليس لديه وشـم ... لذلك بعدمـا فكرت |
Çünkü orada patlamış mısırını paylaşacak kimsesi olmayan tek kişi benmişim gibi hissettim. | Open Subtitles | لأنه بدى لي كأنني الوحيدة التي لم يكن لديها شخص تتشارك معه الفشار |
Evlilikten haberi olmayan tek kişi ben değilmişim. | Open Subtitles | أظن أني لم أكن الوحيدة التي لم تعرف بأمر الزواج |
Mutlu olmayan tek kişi, benim gibi olayı açıklamak zorunda kalan kişi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الغير سعيد هو شخص مثلي الذي لديه توضيحا لكل شئ |
Bu olayda evli olmayan tek kişi kocanızla birlikte karavan da ölen kız sanki | Open Subtitles | يبدو أن الشخص الوحيد الغير متزوج هو الفتاة الميتة مع زوجك |
Etrafta olmayan tek kişi oydu. | Open Subtitles | هي الوحيدة التي لم تكن في الجوار |
Bunu görme izni olmayan tek kişi olmamı anlıyorum ama yine de haksızlık gibi geliyor. | Open Subtitles | أعرف انني الشخص الوحيد ...الغير مسموح له ان يرى هذا، لكن لكن هذا، ... |
- Ne? - Yapacak işi olmayan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الغير مكلف بأي شيء |
- Ne? - Yapacak işi olmayan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الغير مكلف بأي شيء |