Şu zavallı herif hayatta olsaydı bile, hiçbir şey olmayacaktı. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك الرجل المسكين حياً فلن يفيدنا بشيء |
Haberin olsun diye söylüyorum, o istemiş olsaydı bile... ben onunla yatmazdım. | Open Subtitles | فقط لتعرفي , لم أكن سأنام معه حتى لو هو اراد ذلك |
O adamın yardımına ihtiyacımız yok.. olsaydı bile kabul etmezdim. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لمساعدته , و لن آخذها حتى لو أعطاني |
İnsan aklını ve beynini anlama çabası, bizim hiç bir rahatsızlığı iyileştirmemize yardımcı olmayacak olsaydı bile, yine de değerli olurdu. | TED | جهود محاولة العقل البشري والدماغ مجدية حتّى لو لم تساهم في علاج أي مرض. |
olsaydı bile bıraktıkları insanların çoğunun telefonları yoktu. | TED | وحتى لو توفرت وقتها، فإن العديد مِمن تركوهم خلفهم لم يكن لديهم حتى هواتف. |
Uyanmış olsaydı bile ona ne derdim bilmiyorum. | Open Subtitles | حتى وإن كانت مستيقظه لا أعلم ماذا أقول |
olsaydı bile, onlar da hayatlarının sonuna kadar kendilerini suçlardı. | Open Subtitles | و حتى لو حصل لكانوا لاموا أنفسهم لبقية حياتهم ايضا |
Rosenthal'ı pat diye içeriden çıkaracak sihirli bir gücüm olsaydı bile, bu acayip ses neden benim yerime seni aradı? | Open Subtitles | حتى لو أننى إمتلكت بعض القوة السحرية لإطلاق سراح روزينتال الصوت على الهاتف ، لماذا إتصل بك بدلاً منى ؟ |
Dalış elbisemiz olsaydı bile, bu kadar soğuk suda hayatta kalabilir miydik şüpheli. | Open Subtitles | حتى لو كانت لدينا بدلات الغطس، فليس مضموناً نجاتنا من مياه بهذه البرودة. |
Fakat olsaydı bile yine de fark etmezdi. Çünkü bir teknoloji inşa etmek için milyonlarca parçacığı tek tek bir araya getiremezdik. | TED | لكن حتى لو كانت لدينا، فلن يهم ذلك، لأنه لا يمكننا تجميع ملايين الجزيئات معاً واحدة فواحدة لبناء التكنولوجيا. |
Galiba, evde olsaydı bile onu göremezdik. | Open Subtitles | من الأرجح اننا لن نستطيع رؤيته حتى لو كان في بيته |
Benim dilimi biliyor olsaydı bile savaşın ne için yapıldığını anlatmam kabil değildi. | Open Subtitles | حتى لو كان هو يجيد لغتى ما كان بوسعى أن أخبره عما تدور الحرب |
Etrafında isteyecek yardım olsaydı bile isteyemezdi. | Open Subtitles | لم تكن تستطيع المناداة للإستغاثة, حتى لو كانت هناك مساعدَة تناديها. |
Dinleme cihazı olsaydı bile, beraberlerinde götürmüş olmalılar. | Open Subtitles | حتى لو كان هناك أوغاد سيكونوا قد أخذوها معهم |
Evde birileri olsaydı bile, bunu anlayamayabilirlerdi. | Open Subtitles | حتى لو كان هناك أحد في المنزل لما لاحظ ذلك |
Silahı aşağı indir. Seninki gibi bir yaşantım olsaydı bile içimde savaşacak güç kalmadı dostum. | Open Subtitles | حتّى لو كانت عندي حياة كحياتك فلم يبقَ بي قدرة للكفاح يا رجل |
Dişli bir rakiple dövüşüyor olsaydı bile baskın çıkacak kadar tecrübe sahibi. | Open Subtitles | حتّى لو قاتل خصمًا قويًّا، فإنّه يملك من القوّة والخبرة بما يخوّله الفوز. |
Efendim, eğer elimde öyle bir parça olsaydı bile eminim cephane satışının kısıtlandığını ve Japon olmayanlara satımının şiddetle yasaklandığının farkındasınızdır. | Open Subtitles | سيّدي، حتّى لو كان لديّ غرض كهذا فأنا متيقن بأنك على دراية أنّ بيع الذخيرة محظور |
Ayrıca, kan damarlarının içini görebilmek mümkün değildir ve bu mümkün olsaydı bile kanın rengi mattır ve bu da kalp kapakçıklarının çalışmasını görmemizi güçleştirir. | TED | كما أنه من المستحيل النظر بداخل الأوعية الدموية، وحتى لو كان ذلك ممكنًا، فإن الدم ليس شفافًا، مما يزيد من صعوبة رؤية صمامات القلب تعمل. |
olsaydı bile LaHood her şeyi satın aldığı gibi onları da satın alırdı. | Open Subtitles | وحتى لو وجد ف لاهوود سيمتلكهم كما أمتلك كل شيء |
~ Tek bir kez olsaydı bile, ~ | Open Subtitles | حتى وإن كانت هذه المرة فقط |