Ayrıca, bir kentte yeni, adil bir sosyal ve ekonomik yapının çerçevesini oluşturabilir. | TED | هذا، في الحقيقة، هو ما يمكن أن يصبح إطار عمل لإيجاد مساواة جديدة اجتماعية واقتصادية في المدينة. |
Protesto edebilirsiniz, mektup yazabilirsiniz, bağışta bulunabilir ve bir amaç uğruna gönüllü olabilirsiniz, sanatla, edebiyatla uğraşabilirsiniz, şiir ve müzik yazabilirsiniz, insanlara yardımcı bir topluluk oluşturabilir ve bu hunharlıkları engelleyebilirsiniz. | TED | يمكن أن تحتج، تكتب خطابات للمحررين، أن تتبرع أو تتطوع لقضايا مجتمعية، أن تبتكر فناً أو تُبدع أدباً، تبتكر شعراً وموسيقى، مجتمع يهتم ببعضه البعض ولا يسمح بحدوث تلك الأعمال الوحشية. |
Giydiğimiz şeyler bizim görünüşte birbirinden tamamen farklı olan kültürlerimiz arasında bir köprü oluşturabilir. | TED | الملابس التي نرتديها يمكن أن تُشكِّل جسورًا بين ثقافاتنا التي تبدو متباينة. |
Bu sorunun yanıtı şu, evren karmaşıklık oluşturabilir, ama bunu epey zorlanarak yapar. | TED | حسناً، يبدو و كأن الجواب هو، أن الكون يمكنه أن يخلق تعقيداً، لكن بصعوبةٍ بالغة. |
Bu da bulutlar ve yeryüzü arasında 100 milyon volta ulaşan potansiyel bir fark oluşturabilir. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يخلق فرق في الجهد، الجهد الكهربائي بين السّحابة و الأرض ما يصل الى 100 مليون فولت. |
Soğuk hava ile sıcak hava birleştiğinde, hortum oluşturabilir. | Open Subtitles | حسنا , عندما يختلط الهواء البارد بالساخن يمكن أن يتولد اعصار |
Evet, patlama dalgasından, ama kalkanlar o güçte olsa bile arkasında kalan artık ısı, Daedalus ve içindeki herkes için sorun oluşturabilir. | Open Subtitles | لتعزيز الدروع من موجة الانفجار ، نعم و لكن حتى مع كون الدروع على تلك القوة تراكم الحرارة المتبقية وراءه يمكن أن يسبب |
O şişedeki güç tarihi değiştirebilir ve seçtiğimiz herhangi bir çeşit geleceği oluşturabilir. | Open Subtitles | القوّة . . في تلك الزجاجة يمكن أن تغيّر التاريخ |
Eğer koşullar uygunsa hayatta kalanlar resif oluşturabilir. | Open Subtitles | لو كانت الأجواء مناسبة، يمكن أن يستمرّ الناجون ببناء شعبة مرجانية. |
Bunlardan her biri koca bir koloniye kadar büyüyebilir ve yeni bir mercan resifi oluşturabilir. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه يمكن أن تنمو لتصبح مستعمرة كامله وبدأ شعاب مرجانية جديدة. |
Yumuşak, yaşlı bir kadın kiliseye nasıl tehdit oluşturabilir? | Open Subtitles | ماهو التهديد الذي يمكن أن تُشكله إمرأة مُسنة ولطيفة على الكنيسة |
Ayrıca ekipmanlarımızdan gelen titreşimler bile ikinci bir zarara neden olup daha fazla hasar oluşturabilir. | Open Subtitles | حتي أي حركة صغيرة من المعدات يمكن أن تسبب أذاً ثانوياً كبيراً |
Binalarımızın duvarlarını ve çatılarını yeşillendirmek oldukça zengin ve kapsamlı bir yaşam alanı oluşturabilir tabii, istersek. | Open Subtitles | تخضير الجدران وأسطح المباني يمكن أن يخلق وطنًا غني و واسع في حال أردنا ذلك |
Bireyin, grubun ya da zümrenin de ötesinde bir çeşit toplu zeka yaratıp küresel ölçekte; belki bir bilinç oluşturabilir miydik? | TED | هل يمكن أن نخلق نوعاً من الذكاء الجماعي الذي يتجاوز الفرد أو المجموعة أو الفريق هل يمكن أن نخلق نوع من وعي على مستوى عالمي؟ |
Ve bu hayvanlar için mükemmel bir doğal korunak oluşturabilir, ama aynı zamanda insanlar tarafından da belirsiz şekillerde kullanılabilir; bir bar veya hapishane olarak ve hatta ağaç içinde bir tuvalet olarak. | TED | و من شأن هذا الأمر أن يخلق ملجأً طبيعياً للحيوانات و لكنها عوضاً عن ذلك صودرت لإستخدامات مشكوك فيها من قبل الإنسان بما في ذلك البارات و السجون و حتى مراحيض |
Apothecary, emboli ve anevrizmalar paralizi solunum yetmezliği oluşturabilir. | Open Subtitles | يُمكن للصيدلي أن يخلق إنسدادات ... تمددات بالأوعية الدموية صعوية في التنفس ، الحثّ على الإصابة بالشلل |
Bu iş imkanı oluşturabilir... turizm... | Open Subtitles | هذا يمكن أن يخلق فرص عمل ... . سياحة... |