"oluşturuyorlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يشكّلون
• تشكل
• طوقاً
• يبنون
• يمثلون
• يجمعون
• وتلتصق

Bizi denizaltıya yönlendirmek için abluka oluşturuyorlar.
،إنهم يشكّلون حصاراً ليحاولوا إجبارنا التوجه نحو الغواصة

Bunlar tıpkı yıldızların yaptığı gibi bir gruplama sistemi oluşturuyorlar.
كانت تشكل جزءا من نظام تجمعات بقدر ما تفعل النجوم.

Bizonlar boynuzlarını dışa doğrultarak yavrularının etrafında savunma hattı oluşturuyorlar.
تصنع الثيران طوقاً دفاعياً ،حول صغارها ويُوجهون قرونهم للخارج

Onlar bu problemi benim için çözüyorlar birazcık -- Bu yapıyı oluşturuyorlar.
إذا هم يقومون بحل هذه المشكلة لي، يحصلون على القليل ثم يبنون تلك العبارة

Ama yine de bölgenin sadece yüzde 10'unu oluşturuyorlar.
ومع ذلك فهم يمثلون عشرة المئة فقط من دائرتك

Dosya oluşturuyorlar"mış" demen hoşuma gitmedi.
عدا أنّي لستُ مرتاحًا لقولك توًا: "كانوا يجمعون أركان قضيّة".

Yapıştırıcı oluşturuyorlar ve kayalara yapışıyorlar. Aynı zamanda birbirlerine de yapışıyorlar.
لقد صنعت المواد اللاصقة، وتعلق على الصخور، وتلتصق ببعضها البعض أيضًا.

Bu insanlar dost görünüyorlar ama sevdiğimiz her şeye tehdit oluşturuyorlar.
قد يبدو هؤلاء الناس ودودين لكنّهم يشكّلون خطراً على كلّ ما نعزّه

2 sanatçı gösteriyorum burada, Glenn Ligon ve Carol Walker, bunlar benim dünyaya bir yetkili edasıyla getirmek istediğim bazı gerekli soruları oluşturuyorlar.
أعرض لكم اثنين من الفنانين هنا، جلين ليجن و كارول ووكر هما اثنان من الكثير الذين يشكّلون حقاً بالنسبة لي الأسئلة الأساسية التي أردت أن أطرحها كمنسقة للعالم.

İnanılmaz kalabalık bir sürü oluşturuyorlar.
يشكّلون قطعاناً خارقة من أعداد مذهلة

Zamanla, bu minik iplikler sıvının içinde katmanlaşıyor ve yüzeyde bir tabaka oluşturuyorlar.
مع مرور الوقت، هذه الخيوط الدقيقة تشكل من السائل طبقات وتنتج حصيرة على السطح.

Ve bu organizmalar, yüzeyden ayrı oldukları için, çeşit çeşit, tuhaf bileşik dizileri oluşturuyorlar.
وهذه الكائنات ، ولأنها معزولةٌ تماماً من السطح ، تشكل سلسلةً متنوعةً من المركبات الغير مألوفة.

Havuzlar birleşip eve kadar giden bir nehir oluşturuyorlar.
بركة وراء بركة، تشكل نهرا طول الطريق لغاية منزلنا

Çember oluşturuyorlar. Neredesiniz?
إنهم يعدون طوقاً أمنياً- أين أنت؟

Güvenli bir alan oluşturuyorlar.
أنهم يعملون طوقاً أمنياً

World of Warcraft hakkında destansı bir bilgi kaynağı oluşturuyorlar.
إنهم يبنون مصدر معلومات أسطوري عن ورلد أوف ووركرافت

Ya ellerinde bir şey olmadığını anladılar, ya da cehennemlik bir durum oluşturuyorlar.
- اما ان اكتشفوا انه ليس لديهم شئ او انهم يبنون قضيه كبيره

- Filo için tehdit oluşturuyorlar. - Silahları alındı.
انهم يمثلون تهديد علي الاسطول كله - لقد تم نزع سلاحهم -

İnsanoğluna açık ve net şekilde tehdit oluşturuyorlar.
إنهم يمثلون خطر كبير وواضح على البشرية

Asker birlikleri oluşturuyorlar.
يبدوا أنهم يجمعون بعض القوات

Bu hayvanların yaptıkları şey -- bir sürü şey yapıyorlar, bunlar onlardan sadece üçü -- yapıştırıcı yapıyorlar, birbirlerine yapışıyorlar, kayalara yapışıyorlar ve topluluklar oluşturuyorlar. Bunu yaparak hayatta kalmak için birçok avantaj elde ediyorlar.
وما تفعله هذه الحيوانات... وهي أنواع عديدة، هذه فقط ثلاثة منها... هو أنها تصنع مادة لاصقة، وتلتصق ببعضها البعض، وتلتصق بالصخور، وتبني مجتمعات، وبهذا، تحصل على الكثير من مزايا البقاء على قيد الحياة.