Ama annemi ona bakarken gördüm sanki güneş onsuz doğmayacakmış gibi. | Open Subtitles | ولكنني أراها تنظر إليه في بعض الأوقات وكأن الشمس لن تشرق بدونه |
Şeyden önceki anı çok seviyorum, hala ona bakarken... | Open Subtitles | أحبّ اللحظة التي تسبق الأمر أي عندما تنظر إليه |
Sana o kadar tanıdık geliyor ki bir gün kendini sürekli onu düşünüp ona bakarken buluyorsun. | Open Subtitles | وهو قد أصبح مألوفاً جداً لك يوماً ما تجد نفسك تنظر إليه وتفكر |
Ve sonra ona bakarken, kırmızıda geçtim. | Open Subtitles | وبينما أنا أنظر إليها تجاوزت إشارة حمراء |
Lavon'un çalışma odasında ona bakarken, yani çalışırken birilerinin geldiğini duyduğumu sandım. | Open Subtitles | في الواقع أنا كُنت أنظر إليها مثل ما أفعل، في دراسةِ لافون عندما إعتقدت أنني سَمعت قدوم شخص ما |
ona bakarken ki yüz ifadeni bir görmelisin. | Open Subtitles | يجب أن ترى وجهك وانت نتظرين اليه |
ona bakarken ki yüz ifadeni bir görmelisin. | Open Subtitles | يجب أن ترى وجهك وانت نتظرين اليه |
Seni ona bakarken gördüm. | Open Subtitles | أراك تنظر إليه |
ona bakarken ne dedim bil? | Open Subtitles | كنت أنظر إليها وأفكر: |