Bunu tam olarak bilmiyoruz, olay da bu. Bu yüzden mesajı onaylatmak istiyor. | Open Subtitles | نحن لا نعلم هذا بالتحديد , هذا هو محور الأمر كله لماذا يحتاج لوقت لتأكيد الرسالة |
Yarından sonraki gün ifademi onaylatmak için emniyete gitmem gerek. | Open Subtitles | انا من المفترض ان ارجع الى الشرطة لتأكيد افادتي اليوم بعد غد |
Seni şahsına karşı bir şey değil, ama ailem söylediklerinin hepsini onaylatmak zorunda. | Open Subtitles | ذلك ليس انعكاس على شخصيتك، ولكن عائلتي ستحتاج لتأكيد على ما قلته. |
Kendi teşhisini çaresizce onaylatmak istiyor ve karşı gelenlere de şiddet uygulayacaktır. | Open Subtitles | إنه مستميت ليؤكد تشخيصه الذاتي وسوف يكون عنيفًا تجاه من لا يفعل. |
Öğlen yemeğinizi onaylatmak için aradı ama ona çoktan garip bir sandviç yediğini söyledim. | Open Subtitles | نعم لقد إتصل ليؤكد غذائكِ، لكنني أخبرته أنك سبق وأكلت شطيرتك الغريبة |
Tamam, bunu onaylatmak için SPCA'i arıyorum -- onaylıyorlar. | TED | حسناً، سأتصل ب SPCA لتأكيد هذا--إنهم يأكدون ذالك. |
Kistleri çıkarıp Von Hippel-Lindau'yu onaylatmak için histolojiye gönderin. | Open Subtitles | استخرجوا الكيسات وأرسلوها للتشريح المرضي لتأكيد فون-هيبل ليندو |
Ben Victoria Grayson, sizi Lydia Davis'in bu öğlen olan fizik tedavi randevusunu onaylatmak için aramıştım. | Open Subtitles | أنا (فيكتوريا غرايسن)، أتصل لتأكيد (موعد جلسة (ليديا ديفيس للعلاج الطبيعي مساء اليوم |