Kieko ondan hoşlanmadığını sanıyordu ama içinde bulunduğun kitabı ona gösterdim, şimdi ne düşündüğünü pek kafaya takmıyor. | Open Subtitles | كيكو تعتقد أنك لا تحبها و لكني أريتها ذلك الكتاب عنك و الآن هي لا تهتم ما هو رايك |
Yani belki de onunla düzgünce konuşsaydın, belki ondan hoşlanmadığını anlayacaktın. | Open Subtitles | ربما لو تكلمت معها بشكل لائق ستجد أنك لا تحبها |
Öteki kargaların neden ondan hoşlanmadığını anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا لا تحبها بقية الغربان |
ondan hoşlanmadığını bildiğimden sana söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبرك بذلك لأنني أعلم أنك لا تحبينها |
Beni reddettiği için ondan hoşlanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أظن أنكِ لا تحبينها بعد أن رفضتني |
ondan hoşlanmadığını biliyorum, ama hatırım için arkadaş olmalısınız. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تحبه لكن، لأجلي، يَجِبُ أَنْ تَكُونَوا أصدقاءَ الآن |
ondan hoşlanmadığını biliyor. | Open Subtitles | -إنه يعرف أنك لا تحبه |
Lindsey'e ondan hoşlanmadığını mı söyledin? | Open Subtitles | هل أخبرتِ (ليندسي) أنكِ لا تحبينها ؟ |
ondan hoşlanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | -خِلتُ أنك لا تحبينها ! |