Çok da sorumluluk sahibi olmayan adamlar. Bir yere kadar onları kontrol edebiliriz. | Open Subtitles | رجال ليسوا مسئولين ويمكننا التحكم بهم بشأن هذه النقطة |
Onların ihtiraslarının onları kontrol etmeyi kolaylaştırdığını söylerdi. Bu onu güçlü yaptı. | Open Subtitles | كان يقول ان الجشع يجعل التحكم بهم سهلا وقويا |
- Bu şekilde onları kontrol edebiliyorum. - Kontrol etmek mi? | Open Subtitles | ـ في هذه الحالة ، أستطيع السيطرة عليهم ـ السيطرة عليهم ؟ |
Birkaç tanrı onları kontrol etmek yerine onlara yarım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | واحد من الالهة المعدودة التي تسعى لمساعدة البشر بدلاً من محاولة السيطرة عليهم |
Onların her bir bileşenini esaslıca anlamadan da onları kontrol etmeyi deneyebilirsiniz. | TED | و يمكنك محاولة السيطرة عليها بدون الحاجة لفهم كل مكون لها |
Şeylerin nasıl çalıştığını anlamaya çalışırlar, onlara ulaşımları olmasını isterler, ve onları kontrol etmek isterler; | TED | فهم يريدون على الدوام معرفة كيفية سير الامور واتقانها .. واستيعابها وهو هم يريدون التحكم بها |
Kardeşlerim durmayacak. Sen onları kontrol edemezsin. | Open Subtitles | قبيلتى لن تتوقف أبداً، لن يمكنك التحكم بهم |
Anne baba olarak onları kontrol etmek sizin işinizdir. | Open Subtitles | يمكنكِ التحكم بهم انها مهمتكِ كأحد الأباء أن تتحكمي بهم |
Belki de kadimler onları kontrol edemediklerini anlayınca yapmışlardır. | Open Subtitles | لكن ربما القدماء فعلوا ذلك عندما أدركوا أنهم لا يستطيعون التحكم بهم |
Takıntılı birer sapık olmalarından sonra onları kontrol edemiyorsun. | Open Subtitles | حتى أصبحا ملاحقين مشوشين ولا يمكنكِ التحكم بهم |
Bizden korkmaları gerek. onları kontrol etmenin yegane yolu bu. | Open Subtitles | عليهم ان يخافوا مننا الطريقة الوحيدة هى التحكم بهم |
onları kontrol edebileceğini nereden çıkardın? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تضنين انك تستطيعين التحكم بهم ؟ |
Kapaktaki yazıyı oku aptal, o zaman onları kontrol edebilirsin. | Open Subtitles | ينهي النقش على الغطاء، أبله , ثمّ أنت تستطيع السيطرة عليهم. |
onları kontrol altında tutman için beyine ihtiyacın var iş'e değil. | Open Subtitles | تحتاج العقول وليس الأعمال لابقاء السيطرة عليهم. |
Sen onları kontrol etmeyi öğrenmedikçe anlaşmamız yürümeyecek. | Open Subtitles | أتفاقيتنا البسيطة ، لا تسري حتى تتمكني من السيطرة عليهم. |
Bu kilitli kapıları açarsak, olan olur. onları kontrol eden bir şey kalmaz. | Open Subtitles | إن فتحنا تلك الأبواب المغلقة، فسينتهي الأمر ولن نستطيع السيطرة عليهم |
Kadınları kaçırıp onlara işkence eden birçok erkek için olay onları kontrol etmekten, güçlerini onlara göstermekten ibarettir. | Open Subtitles | والآن ، عند أغلب الرجال . الذين يجمعون ويعذبون النساء يكمن الأمر كله حول السيطرة عليهم ، إمتلاك قوة عليهم |
Bugün bu içgüdülerin üzerine gideceğiz. Ta ki onları kontrol edene kadar... | Open Subtitles | لذا سنقوم اليوم بدفع هذه الغرائز حتّى تتمكّني مِن السيطرة عليها |
Ama şu anda onları kontrol etmekte zorlanıyor. | Open Subtitles | لكن أيضا يكافحونَ من أجل السيطرة عليها |
Rahipler onları, kontrol edebilecekleri şekillere dövdüler. | Open Subtitles | الكهنة شكلوها إلى أشكال يمكنهم التحكم بها |
Tek bir motorla, tek bir doğrusal aktüatörle başladık ve sonra onları kontrol etmek için özel bir devre tahtası | TED | وعليه بدأنا مع محرك منفرد، محرك خطي وحيد، وبعد ذلك كان علينا تصميم حدود الدوائر المخصصة للسيطرة عليها. |
Geçen gün bir makalede okudum -- demek istediğim tvde gördüm-- diyordu ki, mutluluk yaşamınızda kontrol edemediğiniz şeyleri farketmekten, sonra da onları kontrol etmekten geçiyor, bu sizi öldürse bile. | Open Subtitles | كنت اقراء مقالة في ذالك اليوم أو بمعني أخر كنت اشاهد التلفزيون وقالوا السعادة تنبع من إدراك الاشياء التي لا تستطيع أن تتحكم بها ومن ثما تتحكم بها حتي ولو قتلتك |
Şaka yapıyor olmalısınız. Yemin ederim onları kontrol etmiştim. | Open Subtitles | لا بد أن هذا مزاح, أقسم أننى قد تحققت منهم |
Neden biraz kenara çekilmiyorsun...? ...böylece onları kontrol edebilirim, sen de sonra edersin. | Open Subtitles | دعنى اتفحصهم انا اولا ثم تفحصهم انت |
Çocuklar ormana geldiler çünkü orman onları kontrol ediyordu. | Open Subtitles | ذلك السبب,الذي ياتي اليه الاطفال الى الغابة لان تلك القوة تسيطر عليهم وتستدعيهم الى هناك |