Çünkü insanlarla nedenler hakkında etkileşime geçtiğimizde biliyorum ki bu Onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir. | TED | لأنني الآن أعرف أنه عند إشراك الناس في السبب، فإنك تتحدى وجهة نظرهم وتغيّر مواقفهم. |
Onların bakış açısını anlamanız için size yardım etmeye çalışayım. | TED | ودعوني أحاول مساعدتكم على فهم وجهة نظرهم. |
Karşılarında sadece Onların bakış açısını tekrar eden papağanlar istiyorlar. | Open Subtitles | هم فقط يُريدونَ وجهةَ نظرهم ظهرِ الخاصةِ p rroted فيهم. |
İlk başta, bu çok sezgisel olmayan bir şeydi, ama Onların bakış açısından, bir çok anlamı var. | TED | في البداية، كان شيئا غير بديهي لكن عندما تفكر بالأمر من وجهة نظرهم، فالأمر واضح وذا مغزى |
Onların bakış açısı buydu. Doğaya karşı romantik bir bakış açısına sahip değillerdi. | Open Subtitles | وهذه كانت وجهة نظرهم فلم تكن ليهم تلك النظرة الرومانسية نحو الطبيعة |
Bu, insanları etrafına bakmaya, gözlerinin önündeki insanlara bakmaya, onları dinlemeye, Onların bakış açılarına dalmaya, emsalsiz yollarla iş birliği yapmaya zorladı. | TED | هذا أجبر الناس على رفع أعينهم، والنظر إلى الأشخاص الذين أمامهم، والاستماع لهم، وغمس أنفسهم في وجهات نظرهم والتعاون على نحو غير مسبوق. |
Ben Onların bakış açısını çok iyi anlıyorum. | TED | الآن، اسمعوا - أنا متعاطف جدًا مع وجهة نظرهم. |
Belki bu ormanlar onlara aitti ve Onların bakış açısına göre... | Open Subtitles | ربما هذه الغابه هي موطنهم الأصلي ...و من وجهه نظرهم |
Onların bakış açısından bakın. | Open Subtitles | فلتنظر للأمر من وجهه نظرهم. |
Onların bakış açısından bir saldırı gibi görünmüş olabilir. | Open Subtitles | إنه يشبه الهجوم من وجهة نظرهم |
Onların bakış açsından görmemize yardımcı oluyor. | Open Subtitles | أفهم المدرسة من وجهة نظرهم. لذا... |
Onların bakış açısına göre ihanete uğramış gibi hissediyorlar. | Open Subtitles | من وجهة نظرهم لقد تم خيانتهم |
Sadece Onların bakış açısını açıklıyorum. | Open Subtitles | أنا اوضح وجهة نظرهم فحسب |
- Onların bakış açısından... | Open Subtitles | -من وجهة نظرهم ... |
Onların bakış açılarını aldım, söylemleriyle ilgilendim, onlara karşı özverili davrandım, çünkü tavsiye istemişlerdi. | TED | تبنيتُ وجهة نظرهم، وأصبحت مكرّس نفسي لندائاتهم بشكل أكثر، أصبحت ملتزماً لهم بشكل أكثر لأنهم يطلبون مني النصيحة. |
Onların bakış açısına göre, bu seçimlerin sağlık ile hiçbir alakası yok; sadece sevdikleri için seçiyoralr. | TED | ومن وجهة نظرهم، أن هذه الاختيارات ليس لها علاقة بالصحة. هم فقط يُعجبهم ما يُعجبهم. |