Zayıf bir an olduğunu kabul ediyorum ama benim zayıf anımdı, onların değil. | Open Subtitles | أعترفه كان a لحظة ضعيفة. لكنّه كان لحظتي الضعيفة، ليس لهم. |
Ama bu senin fırsatın, senin zamanın, onların değil. | Open Subtitles | هذه طلقتك لحظتك، ليس لهم |
Bu da bizim, onların değil. | Open Subtitles | وانها لنا، و ليس لهم. |
O hâlde bu kavga bizim, onların değil. | Open Subtitles | إذاً، هذه معركتنا، وليست معركتهم |
Bu benim mücadelem, onların değil. | Open Subtitles | إنّها معركتي ... وليست معركتهم |
Belli ki çocuk onların değil. | Open Subtitles | من الواضح ان الطفل ليس لهم . |
- onların değil, Ramse'nin de değil. - Değiştiremezsin. | Open Subtitles | ليس لهم ، وليس في Ramse . |