Biz kesinlikle onlar gibi değildik, onların dilini konuşmuyorduk, farklıydık. | TED | ولكننا بالتأكيد لم نكن مثلهم لا نتحدث لغتهم كنا مختلفين |
Dinleyicinizin akıllarında hâlihazırda mevcut olan kavramları bir araya getirmek için dilin gücünü kullanın -- sizin dilinizi değil, onların dilini. | TED | قم بإستخدام قوة اللغة لكي تخيط تلك المبادئ الموجودة مسبقاً معاً في أذهان جمهورك لكن لا تستخدم لغتلك، بل لغتهم هم. |
Bana şaşırtıcı gelen bir başka konu da bizim dilimizi anlamada bizim onların dilini anlamaya çalışırken olduğumuzdan çok daha hünerli gözüküyorlardı. | TED | الأمر الثاني الذي أدهشني هو أنهم بدوا أكثر براعة في فهم لغتنا منا نحن لفهم لغتهم. |
Bence bunun sebebi de onların dilini ve gerçekliklerini, başka bir şeye dönüştürebilmek için kullanabilmem. | TED | و اعتقد أن سبب هذا التواصل هو أننى استطعت استخدام لغتهم و واقعهم مع القدرة على التلاعب بهذا الواقع و تحويله لآخر |
Kolordu onların dilini kullanarak yeni bir şifre geliştirdi. | Open Subtitles | قد طَوَّرَتْ الفرقة شَفرة جديدة. متلائمة مع لغتهم |
onların dilini konuşabilen birine ihtiyacın var. | Open Subtitles | أعني تحتاجين شخصاَ يتحدث لغتهم لجعلهم يفتحون قلوبهم |
Herkesten onların dilini bilmelerini bekliyorlar ama onlar bizimkini öğrenme zahmetinde bulunmuyorlar. | Open Subtitles | انهم يتوقعون ان نكون كلنا نعرف لغتهم لكنهم لا يبذلون جهدآ حتى لتعلم لغتنا |
Onlara borç para vermek ya da ot satmak istiyorsan onların dilini konuşsan iyi olur. | Open Subtitles | فيما لو أردت أن تقترض نقوداً أو تبيع مخدرات عليك أن تتكلم لغتهم |
onların dilini konuşuyor. - Hayır dalga geçiyor. | Open Subtitles | نعم, يستطيع أن يتكلم لغتهم - لا, انها تمزح - |
onların dilini konuştuğumu söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول أني أتحدث لغتهم |
Biraz onların dilini konuşabiliyorum. | Open Subtitles | أتكلم لغتهم, نوعا ماً |
onların dilini konuşan birisine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لشخصاً ما يتحدث لغتهم |
onların dilini biraz anlıyorsun. | Open Subtitles | تستطيع فهم بعض لغتهم |
onların dilini konuşuyorsun. | Open Subtitles | انت تتكلم لغتهم |