Kocası çöküntünün altında kalmış. Onu çıkarmak için yardım istiyor. | Open Subtitles | زوجها عالق بداخل الكهف هناك إنها تطلب المساعدة لإخراجه |
Neyse ki Onu çıkarmak için hidrolik kesiciyi kullanmak zorunda kalmadılar. | Open Subtitles | لم يتوجب عليهم أن يستخدموا "المقص الهيدروليكي" لإخراجه هذه المرة الحمدلله |
Adam aşağı inince Onu çıkarmak için bir yol açacağız hazır olun. | Open Subtitles | تجهزوا حين يأتي بذلك الرجل الى اسفل وافسحوا معبراً لإخراجه |
Yapacağımız en iyi şey ise birbirimize yardım ederek Onu çıkarmak olur. | Open Subtitles | أفضل ما بوسعنا فعله هو المساعدة في إخراجه. |
Eğer Mike hapis işlemi görürse, Onu çıkarmak, imkansıza yakın olacaktır. | Open Subtitles | إذا أدخل (مايك) إلى ذلك السجن سيكون من المستحيل تقريبا إخراجه |
12 yaşındayken abini ölüm hücresi yolunda görüp sonraki 20 seneyi Onu çıkarmak için uğraştığında böyle şeyler olabiliyor. | Open Subtitles | يحدث ذلك عادةً حينما يتمّ وضع أخوك في سلك الإعدام حينما تكون في الثانية عشر من عمرك وتقضي ال 20 سنة التالية في محاولة إخراجه من السجن |
Bütün dikkatimizi Egan'ı tutuklamaya vermişken siz de Jamie ve avukatla Onu çıkarmak için çalışıyordunuz. | Open Subtitles | فقد وضعنا كامل تركيزنا للقبض على إيجان بينما كُنتٍ تعملين أنتٍ وجيمس مع بروكتور لإخراجه |
Onu çıkarmak için mengene kullanırsak etleri parçalanır ve anında kanamadan ölür. | Open Subtitles | لو استخدمنا القاطعة لإخراجه سنقطعه إرباً وسينزف حتى الموت في ثوانٍ |
Birisi evine zorla girerse... mantığa göre Onu çıkarmak için ne gerekirse yaparsın... | Open Subtitles | لو اقتحم أحد بيتك، المنطق يقول أن تفعل كل ما يلزم لإخراجه |
Ben de ölmesini istemiyorum. Onu çıkarmak için savaşmak istiyorum. | Open Subtitles | ولا أنا أيضاً أريد أن أقاتل لإخراجه |
Onu çıkarmak için mi gittin? | Open Subtitles | هل ذهبت إلى هناك لإخراجه ؟ |
Onu çıkarmak için yardımına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سأحتاج إلى مُساعدة في إخراجه إخراجه؟ |
Onu çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن إخراجه. |
Belki Hess, Onu çıkarmak için yardım edebilir. | Open Subtitles | قد يكون بمقدور (هس) إخراجه من هناك |