Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله |
sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi. | TED | و يدس مسدسه فى أنفه و يطلق تلك الكبسولة الصغيرة داخل مخه الكبسولة التى سيستخدمها لاحقا لقتله ، كما يفعل الأشرار. |
Ülkenin yarısının onu öldürmek için bir nedeni var. Diğer yarısı ise onu tanımaz. | Open Subtitles | نصف البلدة عندهم سبب لقتله , والنصف الآخر لايعرفونه |
onu öldürmek için bir sebebiniz olduğu dün gece ortaya çıktı. | Open Subtitles | هل كان لديك سبب وجيه جدا لقتلها كما اكتشفت الليلة الماضية |
Balistik inceleme onu öldürmek için kullanılan merminin elle doldurulduğunu doğrulamış. | Open Subtitles | أكد علم القذائف أن الذخيرة التي استخدمت لقتلها كانت يدوية الحشو |
Gemideki hiçkimsenin ondan hoşlandığını sanmıyorum, fakat cidden... kimin onu öldürmek için sebebi olur ki? | Open Subtitles | أعتقد أنه لم يكن هناك أحد على السفينة قد أحبها و لكن .. من سيكون لديه السبب ليقتلها ؟ |
Çocukken, buraya onu almaya gelmişler. onu öldürmek için. | Open Subtitles | هنا حيث جاؤوا لاخذه عندما كان طفلا لقتله |
Sen ve yatırımcılarının onu öldürmek için 60 milyon sebebiniz vardı! | Open Subtitles | أنتَ و باقى المستثمرين كانَ لديكم أكثر من 60 مليون سبب لقتله |
onu öldürmek için oradaydın. | Open Subtitles | أنت قتلته, لقد كنت هناك لقتله هذا ما فعلته أنت |
Ama onu öldürmek için bir nedenim yoktu ve öldürmedim de. | Open Subtitles | ،لَم يكن لدي أيُّ سبب لقتله وأنا لَم أقتله |
Çünkü bana para kalmayacaksa onu öldürmek için de bir nedenim olmaz, öyle değil mi? | Open Subtitles | لو لم أحصل على قرش, فلا يوجد هناك اى دافع لى لقتله,اليس كذلك ؟ |
Çabalarken daha sonra onu öldürmek için kullanılan silahla ona saldırana bir darbe indirmiş olması gayet muhtemel. | Open Subtitles | قد ضرب مهاجمه بنفس السلاح الذي استخدم لاحقاً لقتله ما يعني بأن تلك القطعة من العظم |
Sen bulmaya çalış, bir de onu öldürmek için bir yol. Biliyorum. | Open Subtitles | , أنت تحاول معرفة ما هو و تبحث عن طريقة لقتله |
onu öldürmek için daha insancıl bir yöntem bulurdunuz. | Open Subtitles | لكنتِ عثرتِ على طريقة أكثر إنسانية لقتله |
Marty Amca pek de babalık yapacak biri değildi. Evet ama hala onu öldürmek için bir neden yok. | Open Subtitles | أجل , لكن بالرغم من ذلك فهذا ليس سبباً كافياً لقتله |
onu öldürmek için birini kiraladığımı düşünmüyorsanız. | Open Subtitles | الا اذا كنت تظن اننى استأجرت احدا لقتلها |
Gül yapraklarının üstünde, onu öldürmek için kullandığın ilacın üzerindekilerle aynı olan parmak izlerini bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بصماتك على ورقات الزهرة وقد طابقت البصمات التي وجدناها على الخرطوش الذي إستعملته لقتلها |
Biri annenin arabasını çaldı ve onu öldürmek için kullandı. | Open Subtitles | لقد قام أحدهم بسرقة سيارة والدتكما وإستخدمها لقتلها |
Seni değil, onu öldürmek için ateş etmiş. | Open Subtitles | إنها معجزة يا رئيسي كان يطلق ليقتلها و ليس أنت |
onu öldürmek için mükemmel bir fırsat olabilir bu. | Open Subtitles | ستكون فرصة مثالية لاغتياله. |
Baka güçlü bir adamdı. onu öldürmek için güçlü eller lazım. | Open Subtitles | باكا كان رجلا قويا لابد أن يدين قويتين قامت بتحطيم عنقه |
onu öldürmek için tabii ki. | Open Subtitles | أنت هنا لكي تقتله. |
- Basın ona yardım ettiğini düşünecekti, ama sen içeri onu öldürmek için girdin. | Open Subtitles | - الفكر الصحفي أنت كُنْتَ تَدْخلُ لمُسَاعَدَتها، لَكنَّك كُنْتَ تَدْخلُ لقَتْلها. |