Bu Onu öldürmeyecek ama diz kapağı olmadan daha yavaş hareket eder. | Open Subtitles | لن تقتله ولكن ستبطأ حركته |
Onu öldürmeyecek, Randy. | Open Subtitles | لن تقتله راندي |
O halde hiç kimse Onu öldürmeyecek. Bırakın denizin yükselişi yapsın bunu. | Open Subtitles | اذن لن يقتله احد ,دعو مياه البحر تفعل |
Alex. Bak dostum. Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | اليكس - لن يقتله - |
Eğer bütün bunlar işe yararsa, Onu öldürmeyecek, değil mi? | Open Subtitles | اذا هذا الشيء كاملاً نجح انها لن يقتلها صحيح؟ |
O kanıtları bulana kadar kimse Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | لن يقتلها أحدٌ حتى نجد تلك الأدلّة. |
Albay blöf yapıyor. Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | العقيد" يخادع، هو لن يقوم بقتله" |
Kemoterapiye cevap vermese bile, bir şekilde Onu öldürmeyecek cerrahi bir yaklaşım yöntemi bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | ماذا لو لم تستجب للعلاج الكيميائي؟ عندها سيظل علينا اكتشاف طريقة جراحية لن تقتلها. |
Hayır, Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | لا، لن تقتله |
Newman Onu öldürmeyecek. Onun için bir pasaport bile yaptırdı. | Open Subtitles | (نيومان) لن يقتله لقد أعدّ له جواز سفر |
Anne! Hiçkimse Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | أمى ,لن يقتلها أحد |
Belki Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | إذن ربّما لن يقتلها |
Kimse Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | لن يقتلها أحد |
Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | لن يقوم بقتله |
- Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | - هي لن تقتلها. |
Michael haklı. Amanda Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | (مايكل) محق (أماندا) لن تقتلها |