Büyük ve güçlü olan onu bekliyordu. | Open Subtitles | أخاه الأكبر والأقوى منه بانتظاره. |
Burada, doğduğu topraklarda ağabeyi onu bekliyordu. | Open Subtitles | هنا، في مسقط رأسه، أخٌ بانتظاره. |
Her zaman onu bekliyordu. | Open Subtitles | دائما بانتظاره. |
Aslında, pusuya yatmış onu bekliyordu. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد كانت تنتظره |
Hecky Nash'in bungalovunda sevgilisini bulduk ve bavullarını toplamış onu bekliyordu. | Open Subtitles | وجدنا حبيبة (هيكي ناش) في منزله وإليك هذا ... لقد كانت تنتظره وكانت حقائبها محزمة |
Korkunç bir ceza onu bekliyordu. İnsanlar bu konu üzerinde düşünüp taşındı. | Open Subtitles | عقاب مريع بإنتظاره |
- Yani Chloe yukarıda onu bekliyordu. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ (كلوي) بإنتظاره |