"onu bir daha" - ترجمة من تركي إلى عربي

• مجدداً أبداً
• مُجدّدًا
• لن تعود مرة اخرى انصت
• لن أراها مرة أخرى
• أنا واثقة أنني
• أبداً ثانيةً
• به أبداً

Yeteneklerini böyle kullanırız ve Prens hazretleri Onu bir daha görmezsiniz.
بهذه الطريقة، نستخدم قدراته وسموك لن يراه مجدداً أبداً

Onu bir daha görmeyeceğim. Yemin ederim.
لن أراه مجدداً أبداً أنا أعدكِ

Anne, ona da Onu bir daha görmek istemediğimi söyledim zaten.
أخبرتها، أنّني لا أودّ أن أراها مُجدّدًا.

Ailesi Onu bir daha asla göremeyecek.
عائلته لن تتمكّن أبدًا من رؤيته مُجدّدًا.

Onu bir daha görmeyecek değilim ki.
إنه ليس بمثل أنها لن تعود مرة اخرى انصت ..

Evet ama, iyileşmezsem, Onu bir daha hiç göremeyebilirim.
نعم و لكن إذا لم أشفى ربما لن أراها مرة أخرى

Onu bir daha görmeyeceğime eminim, ...ama ne olmuş yani?
أنا واثقة أنني لن أراه مجدداً ، ولكن لا يهم

Onu bir daha görmeyeceğini düşünüyordun. O zaman bir sorun yoktu tabii.
لقد كنت تفكرين تواً أنك لن تريه أبداً ثانيةً و كان كل شيء على ما يرام

Birisiyle güzel bir gece geçirip Onu bir daha aramamak için sağlam sinir sahibi olmak gerekir.
كي تقضي أمسية جميلة مع أحد و لا تتصل به أبداً

Onu bir daha hiç göremeyeceğin için.
لأنك لن تتمكن من رؤيتها مجدداً أبداً.

Onu bir daha asla göremeyeceksin.
أنت لن تراها مجدداً أبداً

Jenny, parayı alması için evine gitti sonra da Onu bir daha görmedim.
جيني) ذهبت إلى منزلها لتحضر النقود) لكنني لم أرها مجدداً أبداً

Onu bir daha göremeyeceğiz.
لن نراه مجدداً أبداً.

Bir daha nazikçe söylemeyeceğim. Bırak onu. Bir daha söylemeyeceğim.
لقد أكتفيت من طلبِكَ بـ لُطف، ألقهِ، لن أطلب ذلك مُجدّدًا.

Nerede bulunduğunu ya da nasıl kaybolduğunu anlatamazsınız... ya da Onu bir daha görmem için ihtimal olup olmadığını.
لن تخبرني شيئًا عن طبيعة عمله أو ظروف اختفائه... أو احتمال رؤيته مُجدّدًا

Buradaki son günü. Onu bir daha göremeyeceğim.
إنها ليلتها الأخيرة هنا لن أراها مرة أخرى

Onu bir daha asla görmek istemem.
أنا واثقة أنني لا أريد رؤيته ثانيةً

Onu bir daha görürsem polisi arayacağımı söyledim.
أخبرتُها أنا أَستدعى الشرطة إذا رَأيتُها أبداً ثانيةً.

Fogg İngiliz hakimiyetinden çıktın mı, Onu bir daha hiç yakalayamayız.
حالما يخرج "فوج" من الأراضى البريطانية, لن أتمكن من الإمساك به أبداً