Onu bulup yuvamızı yeniden inşa etmek umuduyla her yıldızı, gezegeni araştırmak üzere galaksinin dört bir yanına dağıldık. | Open Subtitles | نحن مشتتين عبر الكون آملين في العثور عليه واعادة بناء بيتنا نبحث عنه فى كل نجمة ، كل عالم |
Çünkü öyleyse, Onu bulup kafasını kaldırımda sektiririm. | Open Subtitles | لانه لو كان كذلك, سأجده وسيرتد رأسه على الرصيف. |
En muhteşem halime bürünüp Onu bulup sürpriz yapacağım. | Open Subtitles | بالتأكيد سأعثر عليه وهو يبدو ساحرا وأفاجئه. |
Onu bulup bir uçağa koyacağız gözden uzak bir tesiste tutulacak | Open Subtitles | نحن فقط سنجده ومن ثم سيتم تسفّيره إلى مؤسسة حجز جميلة |
24 saat içerisinde Onu bulup kodese göndermezsen, kovuldun. | Open Subtitles | إذا لم تعثر عليها وترسلها لسجن في خلال الـ 24 ساعة القادمة فأنت مطرود |
Jay Onu bulup tasmayı görmeden önce onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحن بحاجة للعثور عليها قبل جاي ، لكي لايرى الطوق |
Onu bulup bana getireceksiniz. Ölü ya da diri. | Open Subtitles | ستعثرون عليهِ و تعيدوه، حيّاً أو ميّتاً. |
Onu şimdi halledeceğiz. Onu bulup öldüreceğiz. | Open Subtitles | سنتعامل معه الآن اعثر عليه واقتله |
Christopher, eğer annem buradaysa Onu bulup ona da anlatmalıyız. | Open Subtitles | ياكريستوفر أذا ماما كانت هنا فلابد أن نجدها فلابد أن نخبرها |
Şu anda o çok tehlikeli. Onu bulup, ikimizi de hücreye atmalısınız, aynısını ben de yapmaya başlamadan önce. | Open Subtitles | و هو الآن مصاب إنه يأكل البشر عليك أن تجده و تعتقلنا كلينا قبل أن أفعلها أنا أيضاً |
Ben... Onu bulup cep telefonuna bağlayacağım. | Open Subtitles | سوف أعثر عليها وأصلها بهاتفك الخليوي |
Sonra da Onu bulup Aaron'a kavuşturabilirsek belki bütün bunları boş yere yaşamamış oluruz. | Open Subtitles | . ربّما إن استطعنا إيجادها و إعادتها لـ (هارون)، عندها لن يكون كلّ ما حدث بلا فائدة |
Onu bulup hemen nehre dönmeliyiz. Bu o! | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى العثور عليه والحصول عليه مرة أخرى إلى هذا النهر. |
Böylece Onu bulup, boşanıp, bizim evlenmemizi sağlayacak... ve sonsuza kadar mutlu yaşayacağız. | Open Subtitles | حتى نتمكّن من العثور عليه ، وتطلّق منه ونتزوّج ، ونعيش بسعادة إلى الأبد لن تعيش إلى الأبد |
Niyetim bunlar olmadan Onu bulup kaleye götürmek. | Open Subtitles | أنوي العثور عليه وأخذه للقلعة قبل حدوث ذلك. |
Onu bulup değiş tokuş teklif edeceğim. İkisini de geri alacağız. | Open Subtitles | سأجده وأفاوضه على صفقة، وسنستردّ كلتيهما. |
- Tetiği çekmesini yoksa Onu bulup hapse tıkacağımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرته بأن يضغط الزناد. لأنه إن لم يفعل, سأجده وسأقبض عليه |
Yine de Onu bulup öldüreceğim. | Open Subtitles | لكنني سأعثر عليه وسأقتله. |
Fakat katil artık bilgimiz dahilinde olduğundan Onu bulup adaletin önüne getireceğimizden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | و لكن الان بما أنه تحت ناظرنا فيمكنكم ان ترتاحوا لأننا سنجده و نجلبه للعدالة |
Eğer 24 içinde Onu bulup hapishaneye geri göndermezsen, kovuldun. | Open Subtitles | إن لم تعثر عليها وتعيدها للسجن في ال24 ساعة القادمة سوق تُطرد |
Garsonunuz ben değilim ama Onu bulup iyice bir pataklayalım. | Open Subtitles | أوه, أنا لست نادلة الخاص بك ولكن دعنا نذهب للعثور عليها واركل مؤخرتها, هيا |
Onu bulup bana getireceksiniz. Ölü ya da diri. | Open Subtitles | ستعثرون عليهِ و تعيدوه، حيّاً أو ميّتاً. |
Onu bulup evine gönderin. | Open Subtitles | اعثر عليه ارجعه للوطن |
Onu bulup buraya getirmeliyiz, çünkü bu dağınıklığı ben toparlamayacağım. | Open Subtitles | يجب أن نجدها و نعيدها إلى هنا لأننيلنأنظفهذه الفوضى. |
Gurjit, sana bir adres versem ve onu büyük, kalın, basit harflerle yazsam Onu bulup ve benim adıma acil bir mesaj olarak götürür müsün? | Open Subtitles | لو أعطيتك عنواناً, و كتبته بحروف كبيرة, واضحة و مبسطة أتظن أنه يمكنك أن تجده و ترسل له رسالة عاجلة؟ |
Onu bulup evlenene kadar. | Open Subtitles | حتى أعثر عليها وأتزوجها |
Öğrenmek için Onu bulup sormalıyız, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نعثر عليه ونسأله ربما سنكتشف شيئا ما أليس كذلك؟ |
Onu bulup sana getiririm, tamam mı? | Open Subtitles | سوف أعثر عليه و سوف أحضره لكِ . |
O konuştuğun kız kim? Onu bulup, ayıyı ona geri vereceğim. | Open Subtitles | من هذه الفتاه التى تتحدثين معها؟ سأعثر عليها و اعيده اليها |