Daha önce hiç kır faresi üzerinde çalışmamıştım ve etini soymak için onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن فحصتُ واحدة من قبل، لذا فإنّي جلبتُها لإزالة اللحم. |
Daha önce hiç kir faresi üzerinde çalismamistim ve etini soymak için onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن فحصتُ واحدة من قبل، لذا فإنّي جلبتُها لإزالة اللحم. |
O yüzden, onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لذا جلبتُها هنا. |
onu buraya getirdim, doyurdum ve sorunlarını sesli bir şekilde ifade etmeye davet ettim onu. | Open Subtitles | لذا أحضرتها هنا, وغذيتها ودعوتها وجعلتها تتحدث عن متاعبها بصوتٍ عالٍ |
onu buraya getirdim. Kolayca onu yapabilirsin ve biz de günümüze devam ederiz. | Open Subtitles | أنا أحضرتها هنا وأنت تستطيع أن تفعلها |
- Ne yapacağımı bilemedim ve onu buraya getirdim. | Open Subtitles | فأنا لا أعلم ما العمل لذا جلبته إلى هنا |
Sadece onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبته إلى هنا فحسب. |
onu buraya getirdim çünkü ona yardım edebiliriz. | Open Subtitles | أحضرتها هنا لأننا نستطيع مساعدتها. |
onu buraya getirdim çünkü Gaby'nin onun veya bir başkasının torunu olup olmadığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أحضرتها هنا لأنني أردت أن أعرف ما إذا كانت غابي حفيدتها... أو حفيدة امرأة أخرى! |
Bu yüzden onu buraya getirdim, saklamak için bu mağarayı buldum Wraith'i ve diğer kişileri uzakta tutmak için birkaç tuzak kurdum ve senin gelmeni bekledim. | Open Subtitles | لذا أحضرتها هنا, و وجدت هذا الكهف لإخفائها و نصبت بعض الفخاخ لإبعاد الـ(ريث) أو أي أحد آخر ثم إنتظرتكِ لتأتي |
Bu yüzden onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لـ ذلك أنا جلبته إلى هنا |